Başında kır olan 7 harfli 25 kelime var. Kır ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kır olan kelimeler listesine ya da sonu kır ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kır bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I K R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

IRK, KIR

2 Harfli Kelimeler

IR

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIRKYIL

  1. [zarf] Çok uzun süre
    • "Eğer bu dehşetli muharebeler, bu ihtilaller, bu istilalar olmasa kırkyıl askerî eczacı Yusuf Efendi olarak kalırdı." (Memduh Şevket Esendal)

KIRLENT

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Çiçek veya yaprak işlemeli süs
  2. İşlemeli veya işlemesiz bir tür küçük yastık

KIRKICI

  1. [isim] Davarların yün veya kıllarını kırkan kimse, kırkımcı

KIRILIM
...
KIRIŞMA

  1. [isim] Kırışmak işi

KIRIMLI
...
KIRINIM

  1. [isim] Işık, ses ve radyoelektrik dalgalarının karşılaştığı bazı engelleri dolanarak geçmesi olayı, difraksiyon

KIRINMA

  1. [isim] Kırınmak işi

KIRMALI

  1. [sıfat] Üstünde kırmaları bulunan (giysi), pilili

KIRIŞIK

  1. [sıfat] Kırışmış olan
    • "Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı." (Peyami Safa)
  2. [isim] Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım
  3. [isim] Kırışmış yer, kırışıklık

KIRITIM

  1. [isim] Kırıtma işi

KIRILIŞ

  1. [isim] Kırılma işi veya biçimi
    • "Bacakların gövdeyi taşımak için aşırı bir yorgunluğa katlandıkları, her adımda, iki dizin de fazla kırılışından anlaşılıyordu." (Peyami Safa)

KIRACAK

  1. [isim] Nalbantların atın tırnağını kesmek için kullandıkları keskin demir alet

KIRANTA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [sıfat] Saçları ağarmaya başlamış (erkek)
    • "Yeni şube reisi, kırk beşlik, ellilik, kıranta, ağzı kalabalık bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İlerlemiş yaşına rağmen bakımlı, özenli (erkek)
  3. Kırlaşmış (saç, sakal)
    • "Erkek, tıraşı uzamış kıranta saçlı, kırk yaşlarında bir köylüydü." (Reşat Nuri Güntekin)

KIRKMAK

  1. [-i] Bir şeyi uçlarından kesmek
  2. Saç, sakal veya tüyü kesmek
    • "Saçlarını çok kırkmışsın."
  3. Koyun, keçi vb. hayvanların tüylerini kesmek

KIRKLAR

  1. [isim] Kırk kişilik evliya topluluğu

KIRINTI

  1. [isim] Bir şeyden ayrılan küçük parça
    • "Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Küçük kalıntı
    • "Babamdan biraz kırıntı kalmasa beyin parasıyla bu sosyete hayatının yanına yaklaşabilir miyiz?" (Halide Edip Adıvar)
  3. Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun

KIRITMA

  1. [isim] Kırıtmak işi, cilve, işve
    • "O kuruntularımız, o tafralarımız, o Ermeni gelini gibi kırıtmalarımız pek boşuna demektir." (Salâh Birsel)

KIRIKÇI

  1. [isim] Çıkıkçı

KIRITIŞ

  1. [isim] Kırıtma işi veya biçimi
    • "Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü