Kucak (Veya Kucağını) Açmak
-
korumak
- "Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık." (Sermet Muhtar Alus)
- "Paris'teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
sığınacak yer vermek
- "Her çalışmak isteyene kucak açmışlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)