Başında ku olan 7 harfli 91 kelime var. Ku ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ku olan kelimeler listesine ya da sonu ku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ku bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUMAŞLI
-
-
[sıfat]
Kumaşı olan
- "Esvapları buruşuk kumaşlı, gülünç şeylerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kumaşı olan
- KUYUMCU
-
-
[isim]
Değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe vb. süs eşyası yapan veya satan kimse, mücevherci, cevahirci
- "Kuyumcu vitrini önünde nadir bir zümrüdü seyrettiğim sırada yanıma sokulmuş..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Değerli metal ve taşlardan bilezik, küpe vb. süs eşyası yapan veya satan kimse, mücevherci, cevahirci
- KUMLAMA
-
-
[isim]
Çam türü ağaçlarda yıl halkaları arasındaki görüntü ayrımını daha da belirtmek için yüzeye, hava basıncından yararlanarak kum püskürtme
-
Oyma işlerinde, çukurda kalan yüzeyleri özel dişli araçlarla pürüzlü duruma getirme
-
[isim]
Çam türü ağaçlarda yıl halkaları arasındaki görüntü ayrımını daha da belirtmek için yüzeye, hava basıncından yararlanarak kum püskürtme
- KURUNTU
-
-
[isim]
Yanlış ve yersiz düşünce, evham
- "Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta." (Aka Gündüz)
-
Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma, işkil, evham, vesvese
- "Sözü dinlenmeyen bir siyasi liderin kuruntusu seziliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Olmayacak bir şeyin olacağını sanma, vehim
- "Bu davranış yersiz kuruntuların tam bir panzehridir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yanlış ve yersiz düşünce, evham
- KUŞAKLI
-
-
[sıfat]
Kuşağı olan
- "Kıpkızıl ve gırtlaktan aşağı kuşaklı gömlek, tuhaf bir kasket ve elde silah!" (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kuşağı olan
- KUŞGÖZÜ
-
-
[isim]
Ev, villa vb. konutların çatı katlarını aydınlatmaya yarayan küçük pencere
-
[isim]
Ev, villa vb. konutların çatı katlarını aydınlatmaya yarayan küçük pencere
- KUSURLU
-
-
[sıfat]
Kusuru olan
-
[sıfat]
Kusuru olan
- KURŞUNİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Koyu kül rengi, kurşun rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Herkesin gözünde koyu, kurşuni, nihayetsiz bir yas dumanı vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Koyu kül rengi, kurşun rengi
- KULOĞLU
-
-
[isim]
Ölen evli yeniçerilerin, babaları gibi ocakta askerlik yapan çocukları
-
[isim]
Ölen evli yeniçerilerin, babaları gibi ocakta askerlik yapan çocukları
- KUARTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dörtlü
- "Yaylı sazlar kuarteti."
-
[isim]
Dörtlü
- KURULUK
-
-
[isim]
Kuru olma durumu
-
[isim]
Kuru olma durumu
- KULAKLI
-
-
[sıfat]
Kulağı herhangi bir biçimde olan
- "Küçük kulaklı."
-
Kulağa benzer çıkıntısı olan
-
[isim]
Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir çeşit yatağan
-
[isim]
İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tencere, kazan
-
[sıfat]
Kulağı herhangi bir biçimde olan
- KUMBARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Para biriktirmek için kullanılan, bozuk veya kâğıt para atılan deliği olan, metal, toprak, plastikten yapılmış küçük kap
-
Humbara
-
[isim]
Para biriktirmek için kullanılan, bozuk veya kâğıt para atılan deliği olan, metal, toprak, plastikten yapılmış küçük kap
- KURBAĞA
-
-
[isim]
Kurbağalardan, yumurta ile üreyen, yavruları gelişimlerini durgun sularda tamamladıktan sonra kuyruğu ve solungacı körelerek karada yaşayabilen, sıçrayarak yürüyen ve suda iyi yüzen küçük hayvan
-
[isim]
Kurbağalardan, yumurta ile üreyen, yavruları gelişimlerini durgun sularda tamamladıktan sonra kuyruğu ve solungacı körelerek karada yaşayabilen, sıçrayarak yürüyen ve suda iyi yüzen küçük hayvan
- KUKLACI
-
-
[isim]
Kukla oynatan kimse
- "O aksi kuklacı ile az kalsın kavga edecekmiş." (Sermet Muhtar Alus)
-
[isim]
Kukla oynatan kimse
- KUZUCUK
- ...
- KUCAKTA
-
-
[sıfat]
Henüz yürüyemeyen, küçük (çocuk)
-
[sıfat]
Henüz yürüyemeyen, küçük (çocuk)
- KUNDURA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kaba işlenmiş, bağsız, konçsuz ayakkabı
- "Kundurasının tahta ökçeleri, ıssız Babıali kaldırımlarına vurdukça bir çekiç sesiyle ötüyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kaba işlenmiş, bağsız, konçsuz ayakkabı
- KUNDURU
-
-
[isim]
Başağı dört sıradan oluşan, bir tür sert, sarı, iyi buğday
-
[isim]
Başağı dört sıradan oluşan, bir tür sert, sarı, iyi buğday
- KUYUDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resmî defterdeki kayıtlar
-
[isim]
Resmî defterdeki kayıtlar