Başında ku olan 5 harfli 71 kelime var. Ku ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ku olan kelimeler listesine ya da sonu ku ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ku bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KUBUR

  1. [isim] Tuvalet deliğinden lağıma inen boru
    • "Oğlum, ben karanlığa kubur sıkmam." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Boru biçiminde kap
    • "Ok kuburu."
  3. Bir çeşit tabanca, dolma tabanca

KURAL

  1. [isim] Bir sanata, bir bilime, bir düşünce ve davranış sistemine temel olan, yön veren ilke, nizam
    • "Dil bilgisi kuralları."
  2. Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilke
    • "O yirmi beş yaşına kadar umumi kurallara, yargılara sığmayan bir hayat yaşamıştır." (Halide Edip Adıvar)

KUYUM

  1. [isim] Değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası
    • "Altın yüzük yaptırdım, kuyum ustalarına" (Halk türküsü)

KUPÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Giyside kesim
  2. Kesik
    • "Bunu yazmaktan kupürlerini buraya yapıştırmak daha iyi." (Aka Gündüz)

KURYE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse
  2. Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kimse
  3. Uçakla gönderilen mektup, koli veya havale
  4. Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt

KUBBE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet
    • "Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filan hepsi tamamdı." (Oğuz Atay)

KURON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Korumak için diş üzerine geçirilen metal kaplama

KURUŞ

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Liranın yüzde biri değerinde Türk parası
    • "Kırmızı meşin üzerine yaldızlı en iyi cildi beş kuruşa yapardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)

KURUL

  1. [isim] Bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk, heyet, konsey, asamble

KURAM

  1. [isim] Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
  2. Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü
    • "İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler." (Haldun Taner)
  3. Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori
    • "Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar." (Salâh Birsel)

KUYTU

  1. [sıfat] Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
    • "Kahvenin kuytu bir köşesinde, bağıra bağıra konuşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)
    • "Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor."
  3. Güneş ışığı almayan (yer)

KUMRU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güvercinler takımından, güvercinden küçük, boz, gri renkli bir kuş (Streptopelia)
    • "Başlarını dinlerler, kumru gibi yuvalarında oturur, şunun bunun aleyhinde konuşmazlar." (Burhan Felek)
  2. Hamurdan yapılan, sandviçe benzeyen bir tür yiyecek

KUBAT

  1. [sıfat] Kaba, biçimsiz
  2. Davranışları kaba olan

KULUN

  1. [isim] Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu

KULAÇ

  1. [isim] Gerilerek açılmış iki kolun parmak uçları arasındaki uzaklık
    • "Hortum beş on kulaç ötemize yanaşmıştı." (Halikarnas Balıkçısı)

KUPON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça
  2. Gazete ve dergilerin düzenledikleri kampanyalarda verilecek hediye karşılığı olarak biriktirilmesi gereken basılı kâğıtların her biri
  3. Devlet tahvili, hisse senetleri vb. değerli kâğıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz veya kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça
  4. İşveren tarafından çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere çalışanlarına verilen para değeri olan fiş
  5. Yalnız bir giysilik dokunmuş veya kesilmiş, üstün nitelikte (kumaş parçası)
    • "Kupon kumaş."

KUCAK

  1. [isim] Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş
    • "Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Paris'teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan
    • "Her çalışmak isteyene kucak açmışlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç
    • "Oralar her saldırganlıktan korunmuş Türk kucağı idi." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  4. Ortam, ocak
    • "On yıl var ayrıyım Kına Dağı'ndan / Baba ocağından, yâr kucağından." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

KUMAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Pamuk, yün, ipek vb.nden makinede dokunmuş her türlü dokuma
    • "Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Varlığı ve kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme

KUZEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle

KURAK

  1. Yağışsız (hava, mevsim, yıl)
    • "Kurak bir yıl geçiriyoruz."
  2. Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak (toprak)
    • "Bulunduğu toprağın ve yerin sulak, kurak, sıcak ve soğuk olmasına göre gelişir." (Burhan Felek)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü