Başında ko olan 5 harfli 94 kelime var. Ko ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ko olan kelimeler listesine ya da sonu ko ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ko bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KORUK
-
-
[isim]
Henüz olgunlaşmamış ekşi üzüm
- "Hüseyin Ağa, aşağıda koruk sıkmış, buğulu bardaklarla geldi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Henüz olgunlaşmamış ekşi üzüm
- KONUM
-
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon
-
Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş
-
Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon
- KONGO
- ...
- KORZA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Denizin içinde iki zincirin birbirine dolaşması
-
[isim]
Denizin içinde iki zincirin birbirine dolaşması
- KOLPO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bilardo oyununda vuruş
-
Dalavere
-
[isim]
Bilardo oyununda vuruş
- KOKUŞ
-
-
[isim]
Kokma işi veya biçimi
-
[isim]
Kokma işi veya biçimi
- KOVCU
-
-
[sıfat]
Söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, fitneci, fitçi, gammaz
-
[sıfat]
Söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, fitneci, fitçi, gammaz
- KORTE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Âşıktaşlık, flört
- "Sade sen değil, bütün mahalle kızları mı korte ediyor?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Âşıktaşlık, flört
- KOPUZ
-
-
[isim]
Ozanların çaldığı telli Türk sazı
- "Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Ozanların çaldığı telli Türk sazı
- KONDU
-
-
[isim]
Gecekondu
- "Bir kondum vardı, onu sattım ve yarışmaya katılmak için buraya geldim." (Muammer İzgü)
-
[isim]
Gecekondu
- KORSE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi
-
Herhangi bir darbeden zarar görmemesi için boyna takılan, bel fıtığı gibi durumlarda bedeni düzgün tutmaya yarayan nesne
-
[isim]
İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi
- KOŞUT
-
-
[sıfat]
Paralel
- "Kuruluş, işletmeye koşut olarak başka yararlı işler de yaptı." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Paralel
- KOŞUM
-
-
[isim]
Araba hayvanının kayış takımı, koşum takımı
- "Koşumlarındaki ziller şıngırdadılar." (Necati Cumalı)
-
Hayvanın arabaya koşulması
-
[isim]
Araba hayvanının kayış takımı, koşum takımı
- KONİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti
- "Konik yüzey."
-
[isim]
Tabanı daire biçiminde olan bir koninin bir düzlemle ara kesiti
- "Çember, elips, hiperbol ve parabol birer koniktir."
-
[sıfat]
Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti
- KOPYA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı
- "Edebiyatımız iptidai, resmimiz basit, felsefemiz kopya, okuma yazma bilmek bir irfan sayılıyor." (Peyami Safa)
- "En bildiği derste bile kopya çeker, çekmezse hasta olur, deliye döner." (Haldun Taner)
- "Salih yazıyor, ben boyuna kopya ediyordum." (Ömer Seyfettin)
-
Suret çıkarma işi
-
Bir sınavda soruları cevaplamak için başka birinden veya yerden gizlice yararlanma
-
Yazılı sınavda gizlice bakmak için hazırlanmış kâğıt
-
[sıfat]
Taklit edilmiş olan
- "Hanımlar köşe minderinin sağ duvarındaki birkaç kopya resme daldılar." (Halide Edip Adıvar)
-
Aynı canlıdan eşeysiz olarak üreyen canlı, klon
-
[isim]
Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı
- KOMOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Komodin
-
[isim]
Komodin
- KOVUŞ
-
-
[isim]
Kovma işi veya biçimi
-
[isim]
Kovma işi veya biçimi
- KOLAN
-
-
[isim]
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
- "Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı." (Necati Cumalı)
- "Bana bak, Ali Çavuş, biz kimseyi soymuyoruz. Onlar kolan çekiyorlar, kolan çekmek nedir be? Dans etmekten farkı ne ki?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu salıncağın dibindeki tahtaya iki kız çıkmışlar, hafif hafif kolan vuruyorlardı." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ
-
Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak
-
[isim]
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
- KOKOZ
-
-
[sıfat]
Parası olmayan, züğürt
-
[sıfat]
Parası olmayan, züğürt
- KOLEJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Öğretim programında yabancı bir dil öğretimine ağırlık veren okul
-
Bazı meslek okullarına verilen ad
- "Polis koleji. Sağlık koleji."
-
[isim]
Öğretim programında yabancı bir dil öğretimine ağırlık veren okul