Başında ke olan 6 harfli 60 kelime var. Ke ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ke olan kelimeler listesine ya da sonu ke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ke bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KEFİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arapların kullandığı ve omuzları da örten, püsküllü erkek baş örtüsü

KESENE

  1. [isim] Sözleşme, yazılı anlaşma
  2. [sıfat] Götürü, toptan
    • "Şimdi bu, kesene işlerine girişiyor, mekteplere ekmek veriyor. Trabzonlu bir ortakla bir eskici koltukçu dükkânı işletiyor." (Memduh Şevket Esendal)

KESMİK

  1. [isim] Kesilmiş sütün koyu bölümü
  2. Başakla karışık iri saman
  3. Taş gibi olmuş toprak parçası

KETÇAP

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Temel maddesi baharat katılmış domates olan İngiliz sosu

KEFEKİ

  1. [isim] Yapılarda kullanılan açık renkli, delikli, hafif, işlenmesi kolay, ateşe dayanıklı bir tür taş
  2. Diş taşı

KEŞKÜL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gezici bazı dervişlerin ve dilencilerin ellerinde tuttukları, Hindistan cevizi kabuğundan, metalden veya abanozdan yapılmış dilenci çanağı
  2. Üstüne, dövülmüş fıstık ve Hindistan cevizi dökülen bir çeşit süt tatlısı, keşkülüfukara

KEŞKEM
...
KERATA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Karısı tarafından aldatılan erkek
  2. Ayakkabı çekeceği
  3. Küçüklere sevgi ile söylenen bir sitem sözü
    • "Kimden yana bu kerata?" (Necati Cumalı)

KERHEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Tiksinerek, iğrenerek
  2. İstemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak

KERRAT
...
KERMEN

  1. [isim] Kale

KEVSER
...
KEFERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslüman olmayanlar, kâfirler
    • "Kefereye aldırmayın, hâlden anlar heriflerdir." (Peyami Safa)

KELECİ

  1. [isim] Öz veya kusursuz, düzgün söz
    • "Keleci bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz / Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz." (Yunus Emre)

KEÇELİ

  1. [sıfat] Keçesi olan

KENTAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] 100 kg'lık bir ağırlık ölçü birimi

KESMEK

  1. [-i] Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
    • "İpi kesmek."
    • "Zaman zaman iddiacılığını da bırakamazdı, bu böyledir diye kesip atardı." (Haldun Taner)
  2. Dibinden ayırmak
    • "Ağaçları kesmek. Dalları kesmek."
    • "Mantıki söylenmiş, müdellel söylenmiş, her cihetten işi kesip atmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Düzgün parçalara ayırmak
    • "Eti kesmek. Patatesi kesmek."
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Kesici bir araçla yaralamak
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  5. [nsz] Ucunu almak
    • "Saç kesmek. Tırnak kesmek."
  6. [nsz] Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
    • "Koyun kesmek. Tavuk kesmek."
  7. Son vermek, gidermek
    • "Bu ilaç baş ağrısını keser."
  8. Ara vermek
    • "Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler." (Memduh Şevket Esendal)
  9. Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
    • "Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler."
  10. Akımı durdurmak
    • "Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  11. Belirtmek, kararlaştırmak
    • "Gününü daha kesmedik."
  12. [-den] Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
    • "Ücretinden beş lira kesmişler."
  13. Para basmak
  14. Azaltmak, güçleştirmek
    • "Rüzgâr geminin yolunu kesiyor."
  15. İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
  16. Geçişi önlemek
    • "Yolu kesmek."
  17. [nsz] Susmak
    • "Kes artık yeter!"
  18. Hasta organı ameliyatla almak
  19. Bölmek, ayırmak
    • "Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri."
  20. Yazıyı, filmi kısaltmak
  21. [nsz] Uydurmak, yalan söylemek
  22. Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak
    • "Rüzgâr yüzümü kesiyor."
  23. Birini yermek, kötülemek
  24. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
  25. Oyuncuyu takım kadrosuna almamak

KEÇECİ

  1. [isim] Keçe yapan veya satan kimse

KEPMEK

  1. [nsz] Çökmek, yıkılmak

KERİME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kız evlat

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü