Başında kal olan 10 harfli 43 kelime var. Kal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kal olan kelimeler listesine ya da sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KALDIRIMCI

  1. [isim] Kaldırım döşeyen kimse
  2. Mağazada alışveriş yapan kimsenin çantasını tezgâh üzerinden kaparak çalan kimse

KALIMLILIK

  1. [isim] Kalımlı olma durumu

KALKABİLME
...
KALIPÇILIK

  1. [isim] Kalıpçının yaptığı iş

KALIPLANMA

  1. [isim] Kalıplanmak işi

KALKOLİTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen (tarih öncesi dönem)

KALDIRIMSI

  1. [sıfat] Oluşu, kaldırım görünüşünü andıran (doku)

KALBURÜSTÜ

  1. [sıfat] Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
    • "Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir." (Haldun Taner)
    • "Merkez azaları, âyandan birkaç kişi, mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Değerli, güzel
    • "Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur." (Haldun Taner)
  3. Başarılı

KALIPLAŞMA

  1. [isim] Kalıplaşmak işi
    • "Yurt ve özgürlük için ses yükseltmiş, her türlü kalıplaşmanın dışına çıkmaya çalışmıştır." (Selim İleri)

KALDIRTMAK

  1. [-i] Kaldırma işini yaptırmak

KALEMTIRAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kamış kalemleri açmak için kullanılan uzun saplı küçük bıçak
  2. Kurşun kalemlerin ucunu açmak için kullanılan türlü biçimlerdeki keski, kalem açacağı

KALITÇILIK
...
KALAYBALIK
...
KALIPLATMA

  1. [isim] Kalıplatmak işi

KALANDIRCI

  1. [isim] Kalandır işini makine aracılığıyla yapan kimse

KALIPLAMAK

  1. [-i] Biçimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek, kalıba vurmak

KALAYLAMAK

  1. [-i] Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak
  2. Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak
  3. Sövmek
    • "Yıkılır kalırsam senin de seni besleyenin de gelmişini geçmişini kalaylarım, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)

KALIPLILIK
...
KALTABANCA
...
KALAKALMAK

  1. [nsz] Bir şey veya durum karşısında şaşırmak
  2. Güç durumda kalmak
    • "Arka tekerler alıp başını geçti gitti. Kırk yolcu yolun ortasında kalakaldık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü