Başında ka olan 5 harfli 188 kelime var. Ka ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ka olan kelimeler listesine ya da sonu ka ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ka bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAHPE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Orospu, ahlaksız kadın
  2. [sıfat] Dönek

KALIP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç
    • "İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." (Peyami Safa)
    • "Lakin sonra mandalın gürültüsü, kanadın gıcırtısını duyunca hemen yerine donmuş, yatmış, kalıp kesilmişti." (Refik Halit Karay)
    • "Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Aklı yerinde ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Biçki modeli, patron
  3. [sıfat] Genellikle küp biçiminde yapılmış olan
    • "Bir kalıp peynir."
    • "İki kalıp sabun."
  4. Gösterişli görünüş
    • "Kalıbına bakarsan aslan gibi."
  5. Biçim, durum
    • "Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu." (Halide Edip Adıvar)

KASIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Köşk
    • "Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş." (Ahmet Ümit)

KATAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Lokomotif ile vagonların oluşturdukları dizi, tren
    • "Bugün beş katar kalkacak."
  2. Taşıt dizisi
    • "Otomobil katarı. Yük katarı."
  3. Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi

KATIR

  1. [isim] Atgillerden, kısrak ile erkek eşeğin çiftleşmesinden doğan melez hayvan
  2. [sıfat] Kaba, bayağı, görgüsüz (kimse)

KALIÇ

  1. [isim] Orak

KALIŞ

  1. [isim] Kalma işi veya biçimi

KAVUK

  1. [isim] Pamuktan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığı
    • "Vezir kavuğu."
    • "Boş bulundun, oğlum, hiç olmazsa bir iki saat kavuk sallayacaksın." (Memduh Şevket Esendal)
  2. İçi boş şey
  3. İdrar torbası

KAÇAR

  1. [sıfat] Kaç soru sıfatının üleştirme biçimi
    • "Bu evler kaçar odalı?"
    • "Her birinden kaçar tane aldınız?"

KAHİN
...
KALMA

  1. [isim] Kalmak işi
  2. [sıfat] Herhangi bir kimseden veya bir dönemden kalmış olan
    • "Eskiden kalma bir anıt."

KAHIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yok etme, ezme, perişan etme, mahvetme
    • "Her zulmü, kahrı boğmaya bir parça kan yeter." (Aka Gündüz)
    • "Annesine bakabilmek için akşama kadar elliye yakın yaramazın kahrını çekiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Derin üzüntü veya acı, sıkıntı
    • "Hayatını alnının teriyle kazanan, yirmi yıllık geçmişi, yalnız kahırlarla dolu bir Türk köylüsü." (Orhan Veli Kanık)

KATMA

  1. [isim] Katmak işi, ilhak
  2. [sıfat] Katılmış, eklenmiş, ulanmış, munzam
  3. Kıldan veya yünden yapılmış ip, sicim

KAYŞA

  1. [isim] Toprak kayması

KAHVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıcak iklimlerde yetişen, kök boyasıgillerden bir ağaç (Coffea arabica)
  2. Bu ağacın meyvesinin çekirdeği
  3. Bu çekirdeklerin kavrulup çekilmesiyle elde edilen toz
  4. Bu tozla hazırlanan içecek
    • "Bir fincan kahve daha içer, bir tutam enfiye daha çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  5. Kahve, çay, ıhlamur, bira, nargile içilen, hafif yiyecekler bulunduran, tavla, domino, bilardo, kâğıt vb. oynanan yer, kahvehane, kıraathane
    • "Halktan biri olarak oturup dinlenebileceğiniz ucuz bir kahve kalmamıştır artık." (Necati Cumalı)

KAMER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ay

KAPIŞ

  1. [isim] Kapma işi veya biçimi
    • "El elin ayıbını terzi kumaşı alır gibi kapış kapış yaptığı için aldırış etmem." (Burhan Felek)
  2. Kapışma

KAYIK

  1. [isim] Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne
    • "Balıkçı kayığı."
  2. [sıfat] Bir yana kaymış

KAKAO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İki çeneklilerden, Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir ağaç, Hint bademi (Theobroma cacao)
  2. Bu ağacın meyvesinin çekirdeği
  3. Bu çekirdeklerin öğütülmesiyle elde edilen toz
  4. Bu tozdan su veya sütle hazırlanan içecek

KABAK

  1. [isim] Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
    • "Kendi yarın cehennem olur gider, kabak bizim başımıza patlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
  3. Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile
  4. Kabak kemane
    • "Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar." (Ömer Seyfettin)
  5. [sıfat] Ham, tatsız (kavun, karpuz)
  6. [sıfat] Tüysüz, dazlak
    • "Kaba kabak gibi tıraşlı!" (Halide Edip Adıvar)
  7. [sıfat] Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
  8. [sıfat] Bilgisiz, görgüsüz, kaba
  9. Kısa boynuzlu hayvan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü