Sonunda k olan 5 harfli 631 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ABLAK

  1. [sıfat] Yayvan ve dolgun (yüz)
    • "Şarap kızılı vurmuş ablak yüzüyle öfkeli girdi içeri." (Orhan Kemal)

AĞCIK

  1. [isim] Palmiyelerde çiçeklerin dibinin çevresindeki telli kın

BACAK

  1. [isim] Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü
    • "Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu." (Peyami Safa)
    • "Motor şimdi karanlık suları yara yara ilerlerken sarışın kadın bacak bacak üstüne atmış, sigara içiyor." (Haldun Taner)
    • "Bacak kadar çocuğa da ne oluyordu sanki." (Tarık Buğra)
  2. Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ
  3. Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak
    • "Masanın bacağı."
  4. Oyun kâğıtlarında oğlan, vale

DAYAK

  1. [isim] Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek
    • "Gece tenha bir sokakta parasını aldığı bir adama dayak atıyormuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Ertesi gün dayak yemiş gibi yorgun uyandım." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bereket versin ki boksör, dayağa idmanlıydı." (Reşat Nuri Güntekin)

ERCİK

  1. [isim] Çiçek tozu üreten ve on tanesi çeşitli biçimde birleşerek erkek organı meydana getiren çiçek kısmı

PERUK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Takma saç, peruka

RAMAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] "Bir şeyin olmasına çok az kalmak" anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer
    • "Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı." (Ahmet Mithat)

TIRAK

  1. [isim] Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses

AZOİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] En eski jeolojik sistem
  2. [sıfat] İçinde fosil bulunmayan (toprak)

ÖĞREK

  1. [isim] At sürüsü

BEZİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İki, üç veya dört kişi arasında 96 kâğıtla oynanan bir çeşit iskambil kâğıdı oyunu
    • "Beybabanın bezik oynayışı da pek alengirlidir." (Salâh Birsel)

SALAK

  1. [isim] Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse

SIRIK

  1. [isim] Değnekten uzun ve kalınca ağaç
    • "Duvarların üstüne yan yana henüz kesilmiş kavak sırıkları dizilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ALLIK

  1. [isim] Al olma durumu
    • "Yanaklarının allığından kinaye, ona alyanak lakabını takmışlar." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Kadınların süs için yanaklarına sürdükleri al boya

ÇİZİK

  1. [isim] Çizgi
  2. Sıyrık, çizgi biçiminde yara
    • "Şapkası ezilmiş, ceketi yakasından ta omuzuna kadar yırtılmış, yüzü gözü çizikler, çürükler içinde..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. [sıfat] Çizilmiş

EKMEK

  1. [-i] Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
  2. Toprağı ekip biçmek için kullanmak
    • "Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. [-e] Serpmek
    • "Yemeğe biber ekmek."
  4. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
    • "Fesat tohumları ekenler..."
  5. Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak
    • "Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler." (Haldun Taner)
  6. Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek
  7. Yarışta geçmek

KORUK

  1. [isim] Henüz olgunlaşmamış ekşi üzüm
    • "Hüseyin Ağa, aşağıda koruk sıkmış, buğulu bardaklarla geldi." (Yusuf Ziya Ortaç)

SARIK

  1. [isim] Sarılarak meydana getirilen başlık
    • "O artık sarığı ile, cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi." (Tarık Buğra)
  2. Kavuk, fes gibi bazı başlıkların üzerine sarılan tülbent, şal vb

TUTAK

  1. [isim] Bir şeyin tutulacak yeri
    • "Saban tutağı. Bıçak tutağı. Kılıç tutağı. Tüfek tutağı."
  2. Tutacak
  3. Kabza
  4. Maşa, kerpeten vb. araçların tutmaya yarayan kanatlarından her biri
  5. Bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse, tutu, rehine

GÖÇÜK

  1. [isim] Çökmüş, kaymış toprak, çöküntü, yıkıntı
  2. Kaya veya cevherin kendi kendine yer altına doğru çökmesi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü