Sonunda k olan 3 harfli 61 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOK
-
-
[isim]
Dışkı
-
Güç durum
- "Boka batmak. Boka düşmek."
-
[sıfat]
Hor görülen, tiksinilen
- "Bırak şu bok herifi."
-
[isim]
Dışkı
- ÖRK
-
-
[isim]
Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük
-
[isim]
Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük
- KİK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Futa
- "Kısacık boyuyla üç çifte kikine yerleşerek dümen kullanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Futa
- BEK
-
-
[sıfat]
Sert, katı
-
Sağlam
-
[sıfat]
Sert, katı
- YEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bir, tek
-
[sıfat]
Bir, tek
- DİK
-
-
[sıfat]
Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
- "Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda." (Necati Cumalı)
- "Hiçbir şey söylemeden dik dik baktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yatık durmayan, sert
- "Dik saç."
-
Sert, kalın, tok (ses)
- "Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda bekleşen komşular işittiler." (Atilla İlhan)
-
Sert (bakış)
-
Ters, aksi (söz)
-
Kaba, yersiz (davranış)
- "Kaba denilecek kadar ani ve dik bir davranışla halasını bıraktı ve kalktı." (Halide Edip Adıvar)
-
Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş
- "Dik açı. Dikdörtgen. Dik yamuk."
-
[sıfat]
Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
- ÇÜK
-
-
[isim]
Erkeklik organı
-
[isim]
Erkeklik organı
- CUK
-
-
[zarf]
"Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz
-
[zarf]
"Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz
- SİK
-
-
[isim]
Erkeklik organı
-
[isim]
Erkeklik organı
- TİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi
- "Abdi Bey, sol gözünde beliren bir tikle, yay gibi gergin ve mosmor dudakları titreyerek onları seyretti." (Atilla İlhan)
-
Alışkanlıkla sık sık tekrarlanan gülünç, sıkıcı söz, el, kol, yüz hareketi veya bir davranış biçimi
- "Güldükten sonra hemen öksürmesinin de ilk önce sandığım gibi hastalık değil, bir nevi tik olduğu anlaşılıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Herhangi bir kas kümesinin irade dışı hareketi
- LAK
-
-
[isim]
Uzak Doğu'da yetişen Amerika elmasından çıkan zamk
-
Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde
-
[isim]
Uzak Doğu'da yetişen Amerika elmasından çıkan zamk
- FAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tuzak, kapan
-
[isim]
Tuzak, kapan
- GAK
-
-
[isim]
Karganın çıkardığı ses
-
[isim]
Karganın çıkardığı ses
- ÇEK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge
-
[isim]
Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge
- ÇOK
-
-
[sıfat]
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- "Bana matematik çok kolay geldi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Mehmetçiğimiz ayrıca anıtlara layıktır. Onun köylere kadar anıtlaştırılmasını çok görmem." (Peyami Safa)
- "Sonra, çok şükür biz de bu dünyada bir şeyler gördük, diyerek rahat rahat ölür." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[zarf]
Aşırı bir biçimde
- "Ben annemi çok severim."
-
[sıfat]
Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- YAK
-
-
[isim]
Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun öküz türü, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens)
-
[isim]
Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun öküz türü, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens)
- TIK
-
-
[isim]
İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses
-
[isim]
İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses
- TOK
-
-
[sıfat]
Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı
-
Sık ve kalın dokunmuş (kumaş)
-
Kalın ve gür (ses)
- "Biraz tok, biraz derinden gelen bir sesle..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sevgi, sevecenlik, başarı, para, mal vb. şeyleri elde etmiş ve bunlara kavuşmuş olan
-
[sıfat]
Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı
- TAK
-
-
[isim]
Tahta vb. bir şeye vurulduğunda veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses
-
[isim]
Tahta vb. bir şeye vurulduğunda veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses
- DEK
-
-
[edat]
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, değin
- "Bir iki adım atıp yanıma dek geliyor." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[edat]
Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı veya yeri gösterir, kadar, değin