Başında k olan 3 harfli 69 kelime var. K harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da sonu k harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında k bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAY

  1. [isim] Yağmur, yaz yağmuru

KIN

  1. [isim] Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
  2. Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm

KAÇ

  1. [sıfat] Herhangi bir şeyin niceliğini sormak için kullanılan soru sıfatı
    • "Yakup Kadri'nin romanlarının kaç dile çevrildiğini bilen bile yoktur." (Çetin Altan)
    • "Hacı Kalfa kaç baharın yoğurdunu yemiştir, bilirsin sen?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Birçok
    • "Kaç gündür ben de bunu söyleyecektim, söyleyemiyorum." (Orhan Kemal)

KAM

  1. [isim] Şaman

KUP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Giysi kesimi, kesimle verilen biçim

KÖK

  1. [isim] Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm
    • "Benliğe kök salan gönül bağlarını kim tarif edebilir?" (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu işi kökünden halletmek için kızını derhâl evlendirmeye karar vermişti." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Kelebeklerin kökünün kuruduğu bir dünyada çocuk istemem." (Tahsin Yücel)
    • "Bizimkilerin de amacı aynı / Doğan güneşle birlikte kökünüzü kazıyıp / Yeryüzünde bırakmamak izinizi." (Turan Oflazoğlu)
  2. Süsende olduğu gibi yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yer altı gövdesi
  3. Bazı şeylerde dip bölüm
    • "Diş kökü."
  4. Sapıyla çıkarılan bitkilerde tane
    • "Üç kök maydanoz."
  5. Dip, temel, esas
    • "Ta gölden başlayan tipi ve fırtına Şebben'in sıcak evini kökünden sarsıyordu." (Halide Edip Adıvar)
  6. Kaynak, köken
    • "Ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan fakat kökleri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski bir aşinalığım vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  7. Bir kimseyi bir yere bağlayan manevi temel güçlerin bütünü
  8. Kelimenin her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümü: Yaptırmak kelimesinde kök, yap- bölümüdür
  9. Olağan şartlarda çevresinden yalıtılamayan ancak birçok tepkimede nitelik değiştirmeden geçebilen atom kümesi
  10. Denklemde bilinmeyenin yerine konulduğunda uygun düşen gerçek veya birleşik değer

KAL

  1. [isim] Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi

KİR

  1. [isim] Herhangi bir şeyin veya vücudun üzerinde oluşan, biriken pislik
    • "Yanaklarında yer yer kirle karışmış gözyaşı var." (Halide Edip Adıvar)
  2. Utanılacak durum, leke, şaibe

KER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kuvvet, kudret

KEK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Ana maddeleri yumurta, un ve şeker olan, içerisine kuru üzüm, kakao, fındık vb. konularak fırında pişirilen tatlı çörek
  2. Aptal, bön (kimse)

KÜT

  1. [sıfat] Kısa ve kalınca
    • "Küt parmaklar."
  2. Keskin olmayan

KAV

  1. [isim] Ağaçların gövdesinde veya dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi madde
  2. Yılanın deri değiştirirken attığı deri

KEŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir
  2. Kış için kurutulan yağsız, tuzsuz yoğurt

KİT

  1. [isim] Macun

KUR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri
    • "Resmî kura göre doların değeri yeniden ayarlandı."
  2. Düzey

KİK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Futa
    • "Kısacık boyuyla üç çifte kikine yerleşerek dümen kullanırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)

KES

  1. [isim] Genellikle yakmak için kullanılan iri saman

KAN

  1. [isim] Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı
    • "Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." (Ömer Seyfettin)
    • "Kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş." (Peyami Safa)
    • "O görüntü gözlerimin önünde canlanınca kan beynime sıçrıyor, kendimi kaybediyorum." (Ahmet Ümit)
    • "Şimdiyse durum değişmiş, şu sazevinde oturanlar toprak için kan bile dökebilirlerdi." (Yahya Kemal)
  2. Soy
    • "O da benim kanımdan."
    • "Her şeye karşın iş adamlığı kanına işlemişti." (Tahsin Yücel)

KIĞ

  1. [isim] Koyun, keçi veya deve pisliği

KOK

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu madde bulunan katı yakıt, kok kömürü

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü