Sonunda iz olan 6 harfli 46 kelime var. İZ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde iz olan kelimeler listesine ya da başında iz olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TELSİZ
-
-
[sıfat]
Teli olmayan
-
[sıfat]
Teli olmayan
- EBESİZ
-
-
[sıfat]
Ebesi olmayan
-
[zarf]
Ebe bulunmaksızın, ebe olmaksızın
- "Ebesiz doğurdum, dedi, ebe hekim demektir. Ben hasta mıyım?" (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Ebesi olmayan
- TEÇHİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Donatma, donatım
-
[isim]
Donatma, donatım
- BİZSİZ
- ...
- HADSİZ
- ...
- MARKİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Markinin karısı
-
İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk
-
Bir kapı veya pencere önünde yağmurdan korunmak için yapılan saçak
-
[isim]
Markinin karısı
- TEMYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayırt etme
-
Mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol
- "Dama tıkıldım ama temyizde beraat ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Ayırt etme
- BANKİZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Buzla
-
[isim]
Buzla
- TEBYİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yazı ile ilgili taslağı temize çekme
- "Eserimin tebyizinden artan şu boş deftere gelişigüzel bu satırları yazdım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir yazı ile ilgili taslağı temize çekme
- TECVİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılmasını uygun bulma, izin verme
- "Sen yaşta çocuklar için katiyen tecviz edilmez ama bizim gibi yaşlı başlı adamların, ara sıra iki kadeh bir şey içmelerinde bir zarar yoktur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yapılmasını uygun bulma, izin verme
- HİSSİZ
-
-
[sıfat]
Duygusuz
- "Gösterdiği arkadaşlığa, bağlılığa karşı hissiz kalamazdı, onun boynuna sarıldı." (Mahmut Yesari)
-
[sıfat]
Duygusuz
- TAKRİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Övme, övüş, bir eserin başına konulan yetkili bir kimsenin yazdığı, övücü tanıtma yazısı, beğence
-
[isim]
Övme, övüş, bir eserin başına konulan yetkili bir kimsenin yazdığı, övücü tanıtma yazısı, beğence
- NİKRİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde, dizisi bir sekizli içinde gösterilebilen basit görünüşlü bir birleşik makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde, dizisi bir sekizli içinde gösterilebilen basit görünüşlü bir birleşik makam
- SESSİZ
-
-
[sıfat]
Sesi olmayan, ses çıkarmayan
-
Ses, gürültü çıkarmadan yapılan
- "Sessiz çalışma."
-
Az konuşan, suskun
-
Yumuşak huylu, kendi hâlinde ve sakin (kimse)
- "Kız kardeşi Deniz Yolları levazımında çalışan sessiz bir adamla evlidir." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Ses ve gürültü çıkarmadan
-
[isim]
Ünsüz
-
[sıfat]
Sesi olmayan, ses çıkarmayan
- DİNSİZ
-
-
[sıfat]
Dinî inancı olmayan
- "Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen." (Ayşe Kulin)
-
Acımasız
-
[sıfat]
Dinî inancı olmayan
- KİNSİZ
-
-
[sıfat]
Kini olmayan, kin taşımayan
-
[sıfat]
Kini olmayan, kin taşımayan
- OJESİZ
- ...
- FERSİZ
-
-
[sıfat]
Donuk, cansız (göz, ışık, yüz)
- "Eski yalıların birçoklarının görünüşlerinde ihtiyarların o durgun, dalgın, fersiz ve ölgün yüzlerindeki manalar peyda olmuştu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Donuk, cansız (göz, ışık, yüz)
- PERHİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Diyet
- "Biraz perhizle idare edersek biz burada iki ay daha yaşayabiliriz." (Ahmet Mithat)
- "Fiyatlar o kadar yükseldi ki perhiz eder gibi yediğim hâlde, yine her yemek bir buçuk lirayı geçmeye başladı." (Ömer Seyfettin)
-
Hristiyanların ve Yahudilerin belli günlerde et, yağ vb. yiyecekleri yemeden tuttukları oruç
-
[isim]
Diyet
- FİŞSİZ
-
-
[sıfat]
Fişi olmayan
-
[sıfat]
Fişi olmayan