Sonunda ik olan 4 harfli 23 kelime var. İK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ik olan kelimeler listesine ya da başında ik olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İBİK
-
-
[isim]
Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı
- "Çocuğun yüzü ibik gibi kızardı." (Haldun Taner)
-
Bazı kemiklerde bulunan ve kasların tutunmasına yarayan, çizgi durumunda pürtüklü çıkıntı
-
Emzik
-
Köşe, kenar, uç
-
[isim]
Horoz, hindi vb.nin tepesinde bulunan kırmızı deri uzantısı
- ATİK
-
-
[sıfat]
Çabuk davranan, çevik
-
[sıfat]
Çabuk davranan, çevik
- ETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Töre bilimi
-
Bir meslek grubunun uymak zorunda olduğu davranışlar bütünü
-
Etik bilimi
-
[sıfat]
Ahlaki, ahlakla ilgili
-
[isim]
Töre bilimi
- BRİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
-
[isim]
İki direkli, seren yelkenli, birkaç top taşıyan gemi
- LAİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan
- "Türkiye Cumhuriyeti ... laik ve sosyal bir hukuk devletidir." (Anayasa)
-
[sıfat]
Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan
- EDİK
-
-
[isim]
Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın
-
Kısa çizme
-
[isim]
Yumuşak ve renkli sahtiyandan yapılmış yarım konçlu lapçın
- EMİK
-
-
[isim]
Emmekten çürüyen yer, emme izi
-
İnsan beyni
-
[isim]
Emmekten çürüyen yer, emme izi
- EŞİK
-
-
[isim]
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak
- "Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti." (Tarık Buğra)
- "Sevginin, merhametin eşiğini atlayanlar, ıstırabın gömleğini de kendiliğinden giyinirler." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer
- "Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Başlangıç yeri, başlangıç noktası, yakını
- "Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğinde."
-
Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar
-
Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü
-
Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta
-
[isim]
Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak
- ERİK
-
-
[isim]
Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
-
Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi
-
[isim]
Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
- EĞİK
-
-
[sıfat]
Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev
-
Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan
-
Bükülmüş
- "Başı yine yere eğik, sol kolu yine kalçasındaydı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Dik veya paralel olmayan doğru
-
[sıfat]
Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev
- EZİK
-
-
[isim]
Bere, çürük
- "Vücudu eziklerle dolu idi."
-
[sıfat]
Ezilmiş veya yassılmış
-
[sıfat]
Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü
- "Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bere, çürük
- ESİK
-
-
[isim]
Çukur yer
-
[isim]
Çukur yer
- FAİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üstün, yüksek
-
[sıfat]
Üstün, yüksek
- İMİK
- ...
- ENİK
-
-
[isim]
Kedi, köpek vb. çok memeli hayvanların yavrusu
- "Köyün mezbelesinde, köpek enikleriyle insan yavruları birbirine karışmış, oynaşıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çocuk
- "Evliyim ya, üç de enik var arkamda..." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Kedi, köpek vb. çok memeli hayvanların yavrusu
- AKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş
- "Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşlar serpiştirilmiştir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş
- SAİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sebep
-
Güdü
-
[isim]
Sebep
- EPİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Destansı
-
[sıfat]
Destansı
- ÜNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
- İLİK
-
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık
-
[isim]
Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık