İçinde şe olan 6 harfli 75 kelime var. İçerisinde ŞE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şe olan kelimeler listesine ya da Sonu şe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EŞ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞENAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İğrençlik, kötülük, alçaklık
- "Bir müsteşarı elinde bulundurmak için her türlü şenaate katlanabileceğine inanmıyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
İğrençlik, kötülük, alçaklık
- DİŞEĞİ
-
-
[isim]
Taşları yontmak için kullanılan dişli bir çeşit çekiç
-
[isim]
Taşları yontmak için kullanılan dişli bir çeşit çekiç
- İŞEYİŞ
- ...
- GEVŞEK
-
-
[sıfat]
Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan
- "Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı." (Çetin Altan)
-
Cansız, hareketsiz, iradesiz
-
[zarf]
İlgisiz, kayıtsız bir biçimde
- "Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan
- ENDİŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Düşünce
- "Asıl bu bakımdan endişeye düşerek yalnız beni çağırmakla kalmamış..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Tasa, kaygı
- "Bütün çehrelere hemen bir durgunluk, hüzün, endişe çökerdi." (Refik Halit Karay)
-
Kuşku
-
Korku
-
[isim]
Düşünce
- KLOŞET
- ...
- MANŞET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan yapılan bölüm, kolluk
-
Gazetelerin ilk sayfasına iri puntolarla konulan başlık
- "Gazete manşetlerinden bezmişim, on gün gazete yüzü görmeyeyim." (Haldun Taner)
-
Voleybolda topa vuruş biçimi
-
[isim]
Gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan yapılan bölüm, kolluk
- ŞECERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı
-
Atların soyunun yazılı olduğu çizelge
-
[isim]
Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı
- NEŞELİ
-
-
[sıfat]
Sevinçli, keyifli, şen
- "Bugün ne kadar iyi, ne kadar neşeli olduğumu görüyor musunuz?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Sevinçli, keyifli, şen bir biçimde
- "Onu o kadar neşeli karşıladı ki hemen keyfi yerine geldi." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Sevinçli, keyifli, şen
- ŞEHEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik
- ŞERARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıvılcım
- "Bir şerare aydınlığında, aklından bin şey geçti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kıvılcım
- İŞETME
-
-
[isim]
İşetmek işi
-
[isim]
İşetmek işi
- EŞELEK
-
-
[isim]
Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü
-
[isim]
Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü
- ŞEŞPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Savaş araçlarından altı dilimli topuz
-
[isim]
Savaş araçlarından altı dilimli topuz
- VAHŞET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yabani, vahşi olma durumu
-
Korku, ürküntü
-
Issızlık, yalnızlık
-
[isim]
Yabani, vahşi olma durumu
- ŞEYTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- "Gül tenli, kor dudaklı, kömür sürmeli / Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü diyerek birden yukarı baktım." (Haldun Taner)
- "Birden, şeytan geçmiş gibi bir sükût oldu." (Haldun Taner)
- "Şeytan kulağına kurşun, hiçbirimiz hasta olmadık."
-
Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse
- "O gecenin sabahı şeytanın aldattığı vücudunu soğuk suda temizlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok kurnaz, uyanık (kimse)
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- EŞEKÇİ
-
-
[isim]
Eşeklerle yük taşıyan veya insan gezdiren kimse, merkepçi
-
[isim]
Eşeklerle yük taşıyan veya insan gezdiren kimse, merkepçi
- ŞEŞÜDÜ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün ikili gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün ikili gelmesi
- EŞEYLİ
-
-
[sıfat]
Erkek veya dişi eşeyden birine sahip olan, diğer eşey olmadan üreyemeyen cinsliği olan
-
[sıfat]
Erkek veya dişi eşeyden birine sahip olan, diğer eşey olmadan üreyemeyen cinsliği olan
- ŞERBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
- "Biraz sonra gümüş bir tepsi içinde ahududu şerbeti getirdiler." (Ahmet Haşim)
-
Belli törenlerde konuklara sunulan şekerli içecek
- "Hemen o haftalarda bir sabah Muhsin Beylerin evinde nikâh şerbetleri içildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bazı maddelerin suda eritilmişi
- "Gübre şerbeti. Çimento şerbeti."
-
Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda tören yapılarak içilen içecek
-
[isim]
Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek