İçinde şe olan 4 harfli 24 kelime var. İçerisinde ŞE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şe olan kelimeler listesine ya da Sonu şe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EŞ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞİŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap
- "Önünde yarım kiloluk bir şarap şişesi yarı yarıya boştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bu kabın aldığı miktarda olan
- "Olsa da bu zavallıya hiç olmazsa bir şişe kan verilse!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu
-
[isim]
İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap
- ŞECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit
-
[sıfat]
Yürekli, yiğit
- ŞEVK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstek, heves
- "Bütün gençlik heyecanlarımızın, şevklerimizin, çabalarımızın mesnedi olan ve adına Atatürk ilkeleri dediğimiz inançlar..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bir bitmeyecek şevk verirken beste / Bir tel kopar, ahenk ebediyen kesilir ." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Öyle keyifleniyor, öyle şevke geliyordu ki..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sevinç, neşe
- "Çiftlik yine, sabah oluyormuş gibi şevkini kaybetmeyen bir aydınlık içinde..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İstek, heves
- İAŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yedirip içirme, besleme, bakma
- "İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yedirip içirme, besleme, bakma
- LAŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Leş
-
[isim]
Leş
- ŞELF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Karaları çevreleyen ve karalardan sayılan, 200 m derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri
-
[isim]
Karaları çevreleyen ve karalardan sayılan, 200 m derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri
- EŞEK
-
-
[isim]
Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan (Equus asinus)
- "... uslu otur yoksa ufak bir münasebetsizliğini duyarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim, kemiklerin kırılır, anladın mı?" (Refik Halit Karay)
-
Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç veya dört ayaklı sehpa
- "Bunlar ezberlerindeki mânileri söylerler, dağarcıklarında mâni kalmayınca da eşekten düşmüş karpuza dönerler." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan (Equus asinus)
- KÖŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye
- "Kutunun sivri köşesi."
- "Kemanın ince gıy gıylarına boş mağaralardaki ses akisleri gibi öten pes perdeden bir öksürük köşe tutuyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Böyle bir köşeye atılmak, iktidardan uzak kalmak, diri diri gömülmekti benim için." (Turan Oflazoğlu)
- "Bir köşeye çekilip ölümü beklemek." (Ömer Seyfettin)
-
İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer
- "Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı." (Peyami Safa)
-
İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer
- "Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi." (Ömer Seyfettin)
-
Bölüm, yer veya yan
- "Burgaz'ın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Kuytu, tenha veya ücra yer
-
Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer
- "İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek." (Refik Halit Karay)
-
Futbol alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri, korner
-
[isim]
Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye
- ŞEMS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güneş
-
[isim]
Güneş
- ŞERH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açma, ayırma
-
Bir anlatım veya kitabı açıklama, yorumlama
-
Bir şeyi açıklamak amacıyla yazılmış kitap
-
Açık ve ayrıntılı anlatma
-
[isim]
Açma, ayırma
- FİŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı
-
[isim]
Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı
- GİŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
- "Gişeden biletlerimizi alarak büyükşehrin bahçesini geziyoruz." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
- ŞERÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anüs
-
[isim]
Anüs
- ŞERİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
- MEŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kayıngillerden, üç yüz kadar türü arasında, kış yaz yapraklarını dökmeyenleri de bulunan, kerestesi dayanıklı bir orman ağacı (Quercus)
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış olan
-
[isim]
Kayıngillerden, üç yüz kadar türü arasında, kış yaz yapraklarını dökmeyenleri de bulunan, kerestesi dayanıklı bir orman ağacı (Quercus)
- NEŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret
- "Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı." (Peyami Safa)
-
Hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma
-
[isim]
Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret
- ARŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay
-
Keman yayı
-
[isim]
Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay
- ŞENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- "En büyük fedakârlığı, en şeni cinayeti de aynı kolaylıkla işlerler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- ŞEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir aletin, bir aracın veya bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim
-
Bir edebiyat eserinin, bir tasarının planı
-
[isim]
Bir aletin, bir aracın veya bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim
- ŞEYH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış olan kimse
-
Tarikat büyüğü veya tarikat kollarından birinin başında bulunan kimse
-
Arap kabile ve aşireti başkanı
-
[isim]
Tarikat kurucusu, bir tarikatta en yüksek dereceye ulaşmış olan kimse