İçinde şa olan 6 harfli 88 kelime var. İçerisinde ŞA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şa olan kelimeler listesine ya da Sonu şa ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞANSIZ
-
-
[sıfat]
Ünsüz
-
Gösterişsiz
-
Kılıksız, kıyafetsiz
-
[sıfat]
Ünsüz
- ŞAHNİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şahnişin
- "Salonun şahnişi içinde her zaman oturduğu koltuğa yayılarak dinledi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Şahnişin
- ÇARŞAF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yatağın üstüne serilen veya yorgan kaplanan bez örtü
- "Yatağında oturdu, alnında toplanan ter damlalarını çarşafının ucuyla sildi." (Halide Edip Adıvar)
- "Çarşaf kadar bir kâğıda künyemi yazmışlar." (Refik Halit Karay)
-
Kadınların kullandığı ve baştan örtülen, pelerinli, eteklikli sokak giysisi
- "Çabucak yatak odasına koştu, çarşafını giydi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yatağın üstüne serilen veya yorgan kaplanan bez örtü
- ŞAPLAK
-
-
[isim]
"Şap" diye ses çıkaran tokat
- "Rahmi'nin sırtına güya şaka olsun diye bir şaplak indirdikten sonra..." (Burhan Felek)
-
[isim]
"Şap" diye ses çıkaran tokat
- MEŞALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ucunda, alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan, aydınlatmaya yarayan değnek
- "Jandarmalar petrolle külü karıştırarak meşale yapıyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir düşüncenin öncüsü
-
[isim]
Ucunda, alev çıkararak yanıcı bir madde bulunan, aydınlatmaya yarayan değnek
- ŞİPŞAK
-
-
[zarf]
Çabucak
- "Eğer siz bana haftada iki defa gelseniz ikinci hafta şipşak kim olduğunuzu söylerim." (Burhan Felek)
-
[zarf]
Çabucak
- ŞAMATA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gürültü, patırtı
- "Bu berbat şamata arasında yarım saat kadar bekledim." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Amma da şamata ettin be çorbacı, dedi." (Haldun Taner)
- "... haykırarak, şamata kopararak, yarı havada, yarı yerde koşup kendilerini çeşmenin yalaklarına atarlardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gürültü, patırtı
- İNŞAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapı, yapı işleri
- "Arsalar satıldıktan sonra inşaat başladı." (Haldun Taner)
-
Yapma işi, yapım
- "Gemi inşaatı."
-
[isim]
Yapı, yapı işleri
- KAŞAĞI
-
-
[isim]
Hayvanları tımar etmek için kullanılan, sacdan, dişli araç
-
Sırtı kaşımak için kullanılan uzun saplı, ucu kaşık veya el biçiminde, tırnaklı araç
-
[isim]
Hayvanları tımar etmek için kullanılan, sacdan, dişli araç
- ŞAŞMAZ
-
-
[sıfat]
Değişmez ve yanılmaz nitelikte olan
- "O, gerçekte ne anlatıyorsa o anlattıklarının şaşmaz bir gözlemcisi." (Tarık Dursun K)
-
[sıfat]
Değişmez ve yanılmaz nitelikte olan
- AŞARCI
-
-
[isim]
Aşar toplayan kişi
-
[isim]
Aşar toplayan kişi
- ŞAKALI
- ...
- ŞABLON
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Üzerindeki harf ve şekillerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal veya plastikten cetvel
-
Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç
-
Körü körüne yansılanan, çok kez tekrarlandığından kanıksanmış basmakalıp örnek
-
[isim]
Üzerindeki harf ve şekillerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal veya plastikten cetvel
- PAŞALI
-
-
[isim]
Paşa sanını alan büyük devlet adamlarının yakın hizmetinde bulunan gedikli ağa
-
[isim]
Paşa sanını alan büyük devlet adamlarının yakın hizmetinde bulunan gedikli ağa
- MAŞALI
-
-
[sıfat]
Maşası olan
- "Maşalı saat."
-
Maşa ile kıvrılmış (saç)
-
[sıfat]
Maşası olan
- ŞAHANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Çok güzel, mükemmel, üstün nitelikli
- "Kadın biraz geçkin ama güzelliği şahane!" (Refik Halit Karay)
-
Hükümdarla ilgili, hükümdara özgü olan
-
Hükümdara yakışacak durumda olan
-
[sıfat]
Çok güzel, mükemmel, üstün nitelikli
- İFŞAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar
- "İkimiz de hayatlarımız hakkında ifşaatta bulunmadık." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar
- HAŞARI
-
-
[sıfat]
Çok yaramaz, ele avuca sığmayan (çocuk)
- "Ben azami derecede haşarı ve uçarı bir çocuktum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Huysuz, azgın (hayvan)
-
[sıfat]
Çok yaramaz, ele avuca sığmayan (çocuk)
- MAŞACI
-
-
[isim]
Maşa yapan veya satan kimse
-
[isim]
Maşa yapan veya satan kimse
- KEŞŞAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilinmeyen çok önemli bir şeyi keşfeden
-
Keşif kolu
-
İzci
-
[isim]
Bilinmeyen çok önemli bir şeyi keşfeden