İçinde ş olan 8 harfli 1456 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BURUŞMAK
-
-
[nsz]
Düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar olmak
- "Daralmış, buruşmuş sof ceketi, uzamış sakalıyla işportacı Yahudilere dönmüş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ağızda kekrelik duymak
-
Tiksinmek, hoşlanmamak
- "Gördüklerimden yalnız yüzüm değil, içim de buruşuyor." (Aka Gündüz)
-
[nsz]
Düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar olmak
- FETHEDİŞ
- ...
- GİCİŞMEK
-
-
[nsz]
Kaşınmak, kaşıntı duymak, gidişmek
-
[nsz]
Kaşınmak, kaşıntı duymak, gidişmek
- KAHREDİŞ
- ...
- MANŞETLİ
- ...
- NAKIŞSIZ
-
-
[sıfat]
Nakşı olmayan
- "Ben bu çevreyi motifsiz, nakışsız, dümdüz getiriyorum göz önüne." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Nakşı olmayan
- ŞAPÇILIK
-
-
[isim]
Şapçının yaptığı iş
-
[isim]
Şapçının yaptığı iş
- ŞAŞALAMA
-
-
[isim]
Şaşalamak işi
-
[isim]
Şaşalamak işi
- ŞATHİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler
-
[isim]
Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler
- ŞINGIRTI
-
-
[isim]
Şıngırdama sonucu çıkan ses
-
[isim]
Şıngırdama sonucu çıkan ses
- TAŞIYICI
-
-
[isim]
Taşıma işini yapan kimse veya şey
-
Ücretle yük taşıyarak geçinen kimse, yükçü, hamal
-
Kendisi hastalığa yakalanmaksızın o hastalığın sebebi olan mikrobu taşıyan kimse veya hayvan, portör
-
[isim]
Taşıma işini yapan kimse veya şey
- TEFRİŞAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Döşeme işleri
-
Döşemenin gerektirdiği bütün parçalar veya eşyanın tümü
- "Görüyorum ki salonun tefrişatı henüz tamamlanmamış. Bütün koltuklar yerleştirildikten sonra tekrar geliriz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Döşeme işleri
- BAŞKESİT
-
-
[isim]
Ağacın boyuna dikey yönde kesilmesi sonunda yıl halkalarının çember biçiminde görüntü verdiği yüzey
-
[isim]
Ağacın boyuna dikey yönde kesilmesi sonunda yıl halkalarının çember biçiminde görüntü verdiği yüzey
- DÖŞETMEK
-
-
[-i]
Döşeme işini yaptırmak
- "Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Döşeme işini yaptırmak
- İLİŞİKLİ
-
-
[sıfat]
İlişiği olan, ilişkin
-
[sıfat]
İlişiği olan, ilişkin
- KÜTLEŞME
-
-
[isim]
Kütleşmek işi
-
[isim]
Kütleşmek işi
- AŞAĞILIK
-
-
[isim]
Aşağı olma durumu, adilik
-
[sıfat]
Niteliği düşük, adi
- "Bazen en aşağılık bir romanı tabii olarak okur." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Aşağı olma durumu, adilik
- BURKULUŞ
- ...
- HAŞARICA
-
-
[sıfat]
Biraz haşarı
-
[zarf]
Haşarıya yakışır biçimde, haşarı gibi
-
[sıfat]
Biraz haşarı
- KİRİŞSİZ
-
-
[sıfat]
Kirişi olmayan
-
[sıfat]
Kirişi olmayan