İçinde ş olan 4 harfli 168 kelime var. İçerisinde Ş harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ş harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ş harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ŞİST

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı
  2. Kömürle karışık bütün moloz maddelerinin bilimsel adı
  3. Kil taşı

APAŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hayta
    • "Paris'te bir tramvayın apaşlar tarafından durdurulup soyulması." (Abdülhak Şinasi Hisar)

RAŞE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Titreyiş, ürkme
    • "Doktor Hikmet, ilk defa olarak ölüm korkusunun raşesini ta yüreğinin içinde hissetti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

HOŞT

  1. [ünlem] Köpekleri ürkütüp kaçırmak için çıkarılan ses

LAŞE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Leş

KİŞİ

  1. [isim] İnsan, kimse, şahıs
    • "Dilenciler de sayıda olduğu hâlde, yirmi otuz kişi kadardık." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs
    • "Ben (tekil kişi), sen (tekil kişi), o (tekil kişi); biz (çoğul kişi.) siz (çoğul kişi), onlar (çoğul kişi)."
  3. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse
  4. Eş, koca
  5. Erkek

MARŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası
    • "Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur." (Salâh Birsel)
  2. Bir topluluğu simgelemek için düzenlenmiş müzik parçası
    • "Millî marş İstiklal Marşı'dır." (Anayasa)
  3. Otomobil, kamyon vb. motorlu araçlarda motoru işletme düzeni
    • "Marş anahtarı."
  4. [ünlem] Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut

ŞEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İstek, heves
    • "Bütün gençlik heyecanlarımızın, şevklerimizin, çabalarımızın mesnedi olan ve adına Atatürk ilkeleri dediğimiz inançlar..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bir bitmeyecek şevk verirken beste / Bir tel kopar, ahenk ebediyen kesilir ." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Öyle keyifleniyor, öyle şevke geliyordu ki..." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Sevinç, neşe
    • "Çiftlik yine, sabah oluyormuş gibi şevkini kaybetmeyen bir aydınlık içinde..." (Refik Halit Karay)

ŞOSE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle taş kırıkları üzerine kum döşenip silindir geçirilerek yapılan yol
    • "Portakal ve muz bahçeleri arası dolambaçlı hoş bir şoseyi takip etmiştik." (Refik Halit Karay)

ŞUFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ön alım

ŞALİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tiftikten yapılan bir cins ince kumaş
    • "Ankara şalisi. Bayrak yapılan şali."

ŞERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anüs

ŞİFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulma, onma
    • "Hastalara türlü maceralarla şifa vermesini ben bilirim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Aksırık öksürük derken kızcağız şifayı kapmış." (Atilla İlhan)

ÖVÜŞ

  1. [isim] Övme işi veya biçimi

AĞIŞ

  1. [isim] Ağma işi veya biçimi
    • "Gençlikten orta yaşa, orta yaştan yaşlılığa ağışını birlikte yaşadığım bu ev..." (Adalet Ağaoğlu)
  2. Su buharının ve başka gazların yerden havaya doğru çıkışı, yağış karşıtı

ARIŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü

ARŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay
  2. Keman yayı

ŞART

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul
    • "İster istemez bu şartlara boyun eğecekti." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Anası, oğlan gelirse içeri almayacağına şart etmişti." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Sarfiyat hususunda bir şart koşmuyorlar." (Refik Halit Karay)
    • "Artık hep, evli adamlar gibi biz de şart olsun yeminine başladık." (Ömer Seyfettin)

POŞU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kenarları saçaklı ipek, pamuk, yün vb.nden yapılmış bir tür baş örtüsü, dolama
    • "Ege köylülerinin güneşe karşı başlarına sardıkları renkli iki poşu, bir dizi de deve çanı almıştı." (Necati Cumalı)

İNİŞ

  1. [isim] İnme işi veya biçimi
  2. Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı
    • "İnişte yol uzadıkça uzadı."
  3. Gerileyiş, çöküş
  4. Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü