İçinde ız olan 5 harfli 45 kelime var. İçerisinde IZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ız olan kelimeler listesine ya da Sonu ız ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NAKIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozma, çözme
  2. Kırma

YAĞIZ

  1. [sıfat] Esmer
    • "Yağız ve kuvvetli, analarının ardı sıra dokuzar onar gürbüz çocuk koşar." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Siyah
    • "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  3. Yiğit
    • "Bunu o ilk zamanlardaki yağız savaşçı havasıyla dedi." (Atilla İlhan)

ISSIZ

  1. [sıfat] Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban
    • "Köşkün bütün odaları ıssız." (Peyami Safa)
    • "Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı." (Bayburtlu Zihni)
  2. Yalnız, kimsesi olmayan

CILIZ

  1. [sıfat] Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
    • "Hanın sahibi cılız bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Güçsüz, sönük (ışık)
  3. Basit, değersiz, önemsiz
    • "Mimaride cılız eserler vücuda geliyordu." (Burhan Felek)

HIZLA

  1. [zarf] Çabucak

CAMIZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Manda

KIZAK

  1. [isim] Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt
  2. Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça
  3. Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası
  4. Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara

KIZIL

  1. [isim] Parlak kırmızı renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan
    • "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." (Ahmet Haşim)
  3. [sıfat] Aşırı derecede olan
    • "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Komünist
  5. Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık
  6. Altın

ANSIZ

  1. [zarf] Ansızın
  2. [sıfat] Anlayışsız, akılsız

SAKIZ

  1. [isim] Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine
    • "Kız kucağında hiç kullanılmamış, sakız gibi bir çamaşır sepeti ile çadırdan çıktı." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet
  3. Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin siyah işaretler bulunan, ince kemik yapılı ve yüksek ayaklı, ince yağsız uzun kuyruklu bir koyun türü
  4. Sakız ağacı
    • "Sizi İnce dağ yollarının sakız gölgeleri içinde yalnız bırakmak lazım geldiğini hissediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

RIZIK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiyecek, içecek şey, azık
    • "Arap kesesine Anadolu altını ve Arap kursağına Anadolu'nun rızkını akıtacağız." (Refik Halit Karay)
  2. Tanrı'nın bütün yarattıklarına verdiği nimet
    • "Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı'm o yolda rızkını vermiş, kusuru yok." (Mehmet Çınarlı)

ARSIZ

  1. [sıfat] Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)
  2. Açgözlü davranan (kimse)
  3. Kolayca üreyebilen (bitki)

SIZIŞ

  1. [isim] Sızma işi veya biçimi

SIZAK

  1. [isim] Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar

TIKIZ

  1. [sıfat] Tıknaz
    • "İkisi de tıkız ve aynı boyda." (Haldun Taner)
  2. Çok sıkıştırılmaktan veya çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış, sıkı
    • "Bu yastık pek tıkız olmuş."
  3. Yoğunluğu çok, katı
    • "Tıkız hamur."

HIZMA

  1. [isim] Ayı, boğa vb. hayvanların dudaklarına veya burnuna geçirilen demir halka
    • "Ayının burnuna hızma takmışlar, oynatıyorlar."
  2. Burun kanadına takılan süslü, altın veya gümüş halka
  3. Küpe

HIZAR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahta ve kereste biçmeye yarayan, elektrik ve su gücüyle çalışan büyük bıçkı

HIZIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İşin kolaylıkla yapılmasına yardımcı olan

ARIZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aksama, aksaklık, bozulma
    • "Otomobil arıza yaptı."
  2. Engebe
  3. Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekâr işaretlerinin ortak adı

BIZIR

  1. [isim] Kadınlık organının üst yanında cinsel zevk duyumu noktası olan bölüm, dılak, klitoris

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü