İçinde ım olan 5 harfli 63 kelime var. İçerisinde IM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ım olan kelimeler listesine ya da Sonu ım ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALIM
-
-
[isim]
Kalma işi
-
[isim]
Kalma işi
- ÇALIM
-
-
[isim]
Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan abartılı davranış, kurum, caka
- "Bundan ötürü de hâllerinde görgüsüzce bir çalım, budalaca bir durum sezilir." (Haldun Taner)
- "İzmir ve dolaylarında çalım satıp dolaşmaya başlayacaklar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Sanki demek istediğim bir çalımına gelseydi seni de yüzdürürdü." (Memduh Şevket Esendal)
- "Yıldız, çalımına getirdikçe ateş ediyordu." (Aka Gündüz)
-
Kılıcın keskin yanı
-
Menzil, erim
- "Kurşun çalımı. Göz çalımı."
-
Biraz benzeme, andırma
-
Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması
-
Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi
-
[isim]
Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan abartılı davranış, kurum, caka
- KIYIM
-
-
[isim]
Kıyma işi
-
Kıyılma biçimi
- "Bu tütünün kıyımı iri."
-
Görev yönünden kötü bir duruma sokma, haksızlığa uğratma
-
[isim]
Kıyma işi
- SIRIM
-
-
[isim]
Bazı işlerde sicim yerine kullanılan, sicim kalınlığında, ince ve uzun, esnek deri parçası
- "Şimdi, altmışını geçmiş olmasına rağmen, sırım gibi bir vücudu vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bazı işlerde sicim yerine kullanılan, sicim kalınlığında, ince ve uzun, esnek deri parçası
- HADIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kısırlaştırılmış erkek
-
[isim]
Kısırlaştırılmış erkek
- ASTIM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bronşların daralmasından ileri gelen nefes darlığı
-
[isim]
Bronşların daralmasından ileri gelen nefes darlığı
- CANIM
-
-
sevgi bildiren bir seslenme sözü
- "Susunuz, dedi, beyhude, ... yoruluyorsunuz can alacak noktayı unutuyoruz." (Mahmut Yesari)
- "Gözüne kestirdiği, daha doğrusu, suçlamak için can attığı birisi var." (Tarık Buğra)
- "Sırası gelince kendi paylarına düşen can borcunu da ödediler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Eylül sonunda ruhunu teslim eden heves / Can bulmak üzredir yeni baştan bahar ile" (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
hoşnutsuzluk anlatan bir seslenme sözü
- "Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yazdığım satırlara bakarsanız manevi varlığımın can çekiştiğini görürsünüz." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu sözleriniz bana can verdi."
- "Bitip tükenmek bilmeyen bir tablo gibi serilip giden lale tarlası renkten renge geçtikçe herkesin canı ağzına geliyor." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
(ca:nım) çok güzel, çok değer verilen
- "Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bahar toprağa gene can verdi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Ayrılık! Her vakit can yakar, ağlatır." (Ahmet Rasim)
- "Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı."
-
sevgi bildiren bir seslenme sözü
- RAKIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yükselti
-
[isim]
Yükselti
- GIDIM
-
-
[isim]
Küçük parça, bir miktar
- "Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya." (Nezihe Meriç)
-
[isim]
Küçük parça, bir miktar
- TAŞIM
-
-
[isim]
Kaynama sırasında taşma
-
[isim]
Kaynama sırasında taşma
- IŞIMA
-
-
[isim]
Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma
- "Güneş, gözleri kör eden bir ışımadır; denizi, göğü ve şehri, âdeta incecik gümüşten bir zar kuşatıyor." (Atilla İlhan)
-
Işınım
-
[isim]
Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma
- KAKIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as, ermin (Mustela erminea)
-
[isim]
Sansargillerden, yazın esmer kırmızı, kışın beyaz renkli kürkü değerli, etçil hayvan, as, ermin (Mustela erminea)
- BASIM
-
-
[isim]
Bası sanatı, tabaat
-
Bası işi, tab, tipografi
- "Kitabın basımına başlandı."
-
[isim]
Bası sanatı, tabaat
- TADIM
-
-
[isim]
Tadına bakmak için bir şeyden ağza alınan miktar
-
Tat alma yetisi
-
[isim]
Tadına bakmak için bir şeyden ağza alınan miktar
- HISIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Akraba
-
Dede ve nineleri bir olanlardan her biri
-
[isim]
Akraba
- BAKIM
-
-
[isim]
Bakma işi
-
Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek
- "Bahçe bakım ister."
-
Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi
-
[isim]
Bakma işi
- KIMIL
-
-
[isim]
Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek veya yiyerek ekin hastalığına yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararlı bir böcek (Aelia rostrata)
-
[isim]
Yarım kanatlılardan, sap, çiçek, yaprak ve başakları emerek veya yiyerek ekin hastalığına yol açan, vücudu kalkana benzeyen zararlı bir böcek (Aelia rostrata)
- ÇAKIM
-
-
[isim]
Kıvılcım
-
Şimşek
-
[isim]
Kıvılcım
- ZIMBA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Delgeç
-
Delgeçle açılan delik
-
[isim]
Delgeç
- LAZIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gerek, gerekli
- "Yaratıcı hamleler yapmak isteyen bir millet için mutlaka bir şeye inanmak lazım." (Orhan Seyfi Orhon)
- "Onu düzeltmek, yerine yerleştirmek için orada beş, on dakika durmak lazım gelmişti." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Geçişsiz
-
[sıfat]
Gerek, gerekli