İçinde ı olan 3 harfli 60 kelime var. İçerisinde I harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ı harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ı harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol karşıtı
- "O devirde bizim gibi henüz askere gitmemiş şoförler çok kıttı." (Aka Gündüz)
-
Az, yetersiz (duygu, söz vb.)
- "Sözü kıt bir adamdı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
İhtiyaca yetmeyecek kadar az, bol karşıtı
- TIS
-
-
[isim]
Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses
-
[isim]
Kaz, kedi, yılan vb.nin çıkardığı ses
- KIĞ
-
-
[isim]
Koyun, keçi veya deve pisliği
-
[isim]
Koyun, keçi veya deve pisliği
- KIN
-
-
[isim]
Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
-
Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm
-
[isim]
Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı
- ARI
-
-
[sıfat]
Temiz, münezzeh
-
Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis
-
Günahsız
-
[sıfat]
Temiz, münezzeh
- ASI
-
-
[isim]
Asma işi
- "Bu iş bundan fazla asıda kalamaz."
-
Afiş
-
[isim]
Asma işi
- KIL
-
-
[isim]
Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
- "Hikmet Bey yaman adam, dikkat ettim, hiç istifini bozmadı, kılı kıpırdamadı." (Haldun Taner)
- "Senin gibi kılı kırk yaran bir kıza name beğendirme başarısından dolayı sevgiliniz beyefendiyi kutlarım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Her şeyi kılıfına uydurduktan sonra kılına halel gelmez." (Muammer İzgü)
- "Yüzlerce Berlinli kendisini seyrediyormuş gibi kılını kıpırdatmadan resim yapardı." (Salâh Birsel)
-
Keçi tüyü
-
[sıfat]
Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan
- "Kıl kilim."
- "Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek." (H. Türküsü)
-
[sıfat]
Huysuz, geçimsiz (kimse)
-
Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı
-
[isim]
Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
- ÇIP
- ...
- FIR
-
-
[zarf]
Fırıl fırıl
- "Kızı, annesinin çevresinde fır dönüyor."
-
[isim]
Piç, fırlama
-
[zarf]
Fırıl fırıl
- FIS
- ...
- VIN
-
-
[isim]
Vınlama sesi
-
[isim]
Vınlama sesi
- AĞI
-
-
[isim]
Zehir
-
[isim]
Zehir
- PIR
-
-
[isim]
Kuş kanatlarının çıkardığı ses
- "Kuş, pır diye uçtu."
-
Bir yerden kaçıp gitme düşüncesini anlatan bir söz
- "Dörtyol ağzında pır!"
-
[isim]
Kuş kanatlarının çıkardığı ses
- KIÇ
-
-
[isim]
Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, popo, makat
-
Deniz teknelerinde art taraf
- "Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Arka bölümde olan
-
Bacak, ayak
-
[isim]
Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, popo, makat
- CIS
-
-
[ünlem]
Çocukları ateşe ve tehlikeli şeylere karşı uyarırken söylenen bir söz
-
[ünlem]
Çocukları ateşe ve tehlikeli şeylere karşı uyarırken söylenen bir söz
- TIK
-
-
[isim]
İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses
-
[isim]
İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses
- SIR
-
-
[isim]
Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
- "Küpün sırı dökülmüş."
-
Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka
-
[isim]
Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
- SIK
-
-
[sıfat]
Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı
- "Ağaçları sık bir bahçe. Sık saç."
-
Çok bulunan, çok rastlanan
-
[zarf]
Kısa zaman aralıklarıyla, az aralıklarla
-
[zarf]
Aralıksız olarak, aralarında az aralık bırakarak
- "Çiçekleri çok sık diktik."
-
[sıfat]
Benzerleri veya parçaları arasında çok az aralık bulunan, seyrek karşıtı
- AZI
-
-
[isim]
Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş
-
Öküz arabalarında ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi
-
[isim]
Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş
- KIŞ
-
-
[isim]
Kuzey yarım kürede 22 Aralık-21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim
- "Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu." (Tarık Buğra)
-
Çok soğuk hava
-
[isim]
Kuzey yarım kürede 22 Aralık-21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim