İçinde üz olan 5 harfli 47 kelime var. İçerisinde ÜZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üz olan kelimeler listesine ya da Sonu üz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DÜZEÇ

  1. [isim] Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç, tesviye aleti

ÖKSÜZ

  1. Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan (çocuk)
    • "Nihayet iki saat uzakta bir köyde öksüz bir kız bulundu." (Ömer Seyfettin)
  2. Kimsesiz
    • "Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "O güne kadar yalnızlığımı pek o kadar duymamıştım, birden öksüz kaldım." (Refik Halit Karay)

ÜZERE

  1. [zarf] Amacıyla
    • "Müzakere bitince üç dört gün sonra gene evde buluşmak üzere ayrıldılar." (Peyami Safa)
  2. Şartıyla
    • "Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsiniz."
  3. Neredeyse
    • "Bu yangın kalbimizde başlıyorsa yani ümitsiz bir aşka düşmek üzere olduğumuzu hissedersek ne yapalım?" (Reşat Nuri Güntekin)
  4. [edat] Gibi
    • "Daha önce belirtildiği üzere."

YÜZDE

  1. [isim] Herhangi bir işte aracı olan kimseye, görevinin karşılığı olarak belli bir hesaba göre verilen ücret, yüzdelik
  2. Herhangi bir sayı ile kullanıldığında yüze bölünen bir şeyin o kadarlık parçasını belirten bir söz
    • "Bir eli tabancalı militan mıdır yoksa kesesini doldurmakla uğraşan iş adamlarından mıdır, mebus mudur hemen anlar ve bu anlayışlarında yüzde seksen yanılmaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

HÜZÜN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İç kapanıklığı, gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı
    • "Bereket versin bu hüzün uzun sürmez, çabuk dağılır ve kızcağız bir müddet sonra o daimî mağrur hâlini alıverirdi." (Haldun Taner)
    • "İçinde henüz bir cenaze çıkmış evi andıran Hollanda Hariciye Nezaretini terk ederken yüreğime bir hüzün çökmüştü." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BÜZME

  1. [isim] Büzmek işi
  2. [sıfat] Ağzı büzülerek kapatılan (kese, torba vb.)
    • "Öbürü dolgunca ve büzme çarşaflı." (Refik Halit Karay)

SÜZÜŞ
...
ÜZMEK

  1. [-i] Üzüntü vermek
    • "Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak
    • "Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu." (Halikarnas Balıkçısı)

BÜZGÜ

  1. [isim] Dikişte kumaşın bir ucundan istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesi ile oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım

PÜRÜZ

  1. [isim] Bir şeyin düzgünlüğünü bozacak çıkıntı, gedik veya kusur
    • "Cildin pürüzleri."
  2. Engel, güçlük

SÜZEK

  1. [isim] Süzgeç, filtre
  2. Işığın önüne konulan, ince kumaş veya tülden yarı saydam yayındırıcı

MÜZİÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bunaltıcı, tedirgin edici, sıkıcı

ÜZERİ

  1. [isim] Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı
    • "Bunların üzerinden ustalıkla atlayarak gemiye doğru yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Varlık, kimlik
    • "Bu sözler, Mebrure'nin üzerinde derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı." (Peyami Safa)
  3. Bir şeyin görülen yanı, yüzü
  4. Bir şeyin dış yüzü, yüzey
  5. Giysi
  6. Vücut, beden
    • "Gece sıcak olduğu için üzerine yalnız ince bir pike örtü örttük." (Reşat Nuri Güntekin)
  7. Artan, geriye kalan bölüm
    • "Alışverişin üzeri."
  8. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz
    • "Sonra yine böyle durgun, yine sıcak, öğle üzerleri vardır, herkesin uykuya vardığı, araba seslerinin kesildiği, sokakların tenhalaştığı bomboş, çıplak öğle üzerleri." (Refik Halit Karay)

SÜZME

  1. [isim] Süzmek işi
  2. [sıfat] Süzülmüş olan, süzülerek elde edilen
    • "Süzme bal. Süzme yoğurt."
  3. [sıfat] Kötü, aşağılık, malın gözü (kimse)
  4. [sıfat] Katışıksız, saf
    • "Son derece zeki babalardan süzme salak oğulların çıktığı görülmüştü." (Atilla İlhan)

TÜZÜK

  1. [isim] Herhangi bir kurumun veya kuruluşun tutacağı yolu ve uygulayacağı hükümleri sırasıyla gösteren maddelerin hepsi, nizamname, statü

ÜZÜNÇ

  1. [isim] Üzüntü
    • "Çocukların oyun gürültülerinde bile insanı burkan bir üzünç gizlidir." (Selim İleri)

YÜZER

  1. [sıfat] Yüz sıfatının üleştirme biçimi, her birine yüz, her defasında yüzü bir arada olan

YÜZÜŞ

  1. [isim] Yüzme işi veya biçimi
    • "Sevdalı yüzüşlerde yunuslar / Yol gösteriyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)

DÜZCE

  1. [sıfat] Oldukça düz
    • "Düzce bir arazi."

FÜZEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Resim çizerken kullanılan, taflan çubuklarından yapılan kalem, kömür kalem
  2. Kömür kalemle yapılmış resim

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü