İçinde üt olan 8 harfli 91 kelime var. İçerisinde ÜT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üt olan kelimeler listesine ya da Sonu üt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖĞÜTLEME
-
-
[isim]
Öğütlemek işi, nasihat
-
[isim]
Öğütlemek işi, nasihat
- MÜTEAKİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Arkadan gelen, ardı sıra gelen, ardı sıra
-
[zarf]
-den sonra
- "Dersi müteakip... müdürle görüştüm."
-
[sıfat]
Arkadan gelen, ardı sıra gelen, ardı sıra
- RÜTBESİZ
-
-
[sıfat]
Rütbesi olmayan, kıdemsiz
-
[sıfat]
Rütbesi olmayan, kıdemsiz
- ÜTÜCÜLÜK
-
-
[isim]
Ütücü olma durumu
-
[isim]
Ütücü olma durumu
- SÜTÇÜLER
- ...
- SÜTUNCUK
-
-
[isim]
Gövdesi klasik sütunlardan ince ve uzun olan küçük sütun
-
[isim]
Gövdesi klasik sütunlardan ince ve uzun olan küçük sütun
- ÜTÜLENİŞ
- ...
- MÜTTEFİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Bağlaşık
-
Bağlaşık
- ÖĞÜTÜLME
-
-
[isim]
Öğütülmek işi
-
[isim]
Öğütülmek işi
- TEŞEHHÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namazda oturarak "ettehiyyatü" duasını okuma
-
[isim]
Namazda oturarak "ettehiyyatü" duasını okuma
- ÜRKÜTMEK
-
-
[-i]
Ürküntü vermek
-
Korkutup kaçırmak
- "Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek
-
Korkutmak
- "Bu kadar büyük bir adamın huzuruna çıkmak ihtimali bile beni ürkütüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kuşkulandırmak
- "Ali Rıza Bey hemen kendini topladı. Münasebetsiz bir şey yaparak arkadaşını ürkütmekte mana yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Ürküntü vermek
- BÜYÜTMEK
-
-
[-i]
Büyük duruma getirmek, genişletmek
-
Yetiştirmek, bakmak
- "Büyüt bu fidanı ey genç / Hazır yeşermişken." (Behçet Necatigil)
-
Abartmak, mübalağa etmek
- "Bir ara yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Büyük duruma getirmek, genişletmek
- FÜTURSUZ
-
-
[sıfat]
Çekinmez, umursamaz
- "Bu kadar fütursuz bir kitleyi ne diye aşağı görüyoruz?" (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Çekinmez, umursamaz
- KÜSKÜTÜK
-
-
[sıfat]
Çok sarhoş
-
[zarf]
Çok sarhoş bir biçimde, çok sarhoş olarak
- "Sarhoşlar gibi meçhul bir istikamete doğru küskütük ilerliyorsun." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Çok sarhoş
- ÇÜRÜTMEK
-
-
[-i]
Çürümesine sebep olmak
-
Eti bayatlatıp gevrek bir duruma getirmek
-
Doğru olarak ileri sürülen bir düşüncenin, bir davanın boşluğunu, anlamsızlığını ortaya koymak
-
[-i]
Çürümesine sebep olmak
- TERÜTAZE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Çok taze, körpe
- "Frenk illerinde ... tenorların akbabaya dönmüş, kartlaşmışlarına bile terütaze kızlar gönül verirlermiş." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Çok taze, körpe
- KÜTLETME
-
-
[isim]
Kütletmek işi
-
[isim]
Kütletmek işi
- MÜTEVAZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birbirine paralel olan
-
[sıfat]
Birbirine paralel olan
- KÜTLESEL
-
-
[sıfat]
Kütle ile ilgili olan
-
[sıfat]
Kütle ile ilgili olan
- SÜRÜTMEK
-
-
[-i]
Sürüme işini yaptırmak
-
[-i]
Sürüme işini yaptırmak