İçinde üt olan 6 harfli 31 kelime var. İçerisinde ÜT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üt olan kelimeler listesine ya da Sonu üt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TELEÜT
- ...
- SÜTANA
-
-
[isim]
Sütanne
-
[isim]
Sütanne
- KÜTLÜK
-
-
[isim]
Küt olma durumu
-
[isim]
Küt olma durumu
- KÜSKÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, bağboğan (Cuscuta)
-
[isim]
Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, bağboğan (Cuscuta)
- ÖĞÜTÜŞ
-
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğütme işi veya biçimi
- TÜTMEK
-
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- "Dumanı tütmekte olan bir vapuru görerek artık yerine dönmeyi akıl etti." (Haldun Taner)
-
Dumanı geri vermek
- "Kahvelerin içi tüten ocakla göz gözü görmez bir hâldeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yaşamak, varlığını sürdürmek
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
-
İyi veya kötü kokmak
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- SÜTLÜK
-
-
[isim]
Süt koymaya yarayan kap
-
[isim]
Süt koymaya yarayan kap
- ÖĞÜTÇÜ
-
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi
-
Vaiz
-
[isim]
Öğüt veren kimse, nasihatçi
- ÜTOPİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Ütopyaya dayanan, ütopya ile ilgili
-
[sıfat]
Ütopyaya dayanan, ütopya ile ilgili
- GLÜTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde
-
Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan albüminli madde
-
[isim]
Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde
- ZÜMRÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı, doğal alüminyum ve berilyum silikatı
- "Şu zümrüt gibi Kuşdili deresi burnumuzun önünde de bir sandalla bir defa bile dolaşamadık." (Sermet Muhtar Alus)
-
[sıfat]
Bu taştan yapılmış olan
- "Parmağındaki zümrüt yüzüğü ile bu salonda herkesin saygı gösterdiği bir varlıktı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Koyu yeşil renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Zümrüt çayırlar."
-
[isim]
Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı, doğal alüminyum ve berilyum silikatı
- SÜTLAÇ
-
-
[isim]
Süt, şeker ve pirinçten yapılan bir tür tatlı, sütlü
-
[isim]
Süt, şeker ve pirinçten yapılan bir tür tatlı, sütlü
- SÜTSÜZ
-
-
[sıfat]
İçinde süt bulunmayan, süt katılmadan yapılan
- "Sütsüz irmik helvası."
-
Az süt veren
- "Sütsüz inek."
-
Körpe olmayan, kart
- "Sütsüz mısır."
-
Kötü soydan gelen, sütü bozuk (kimse)
- "Merhametli bir kadın için böyle sütsüz mahluklarla uğraşmak ne uzak!" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
İçinde süt bulunmayan, süt katılmadan yapılan
- ÜTOPYA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Gerçekleştirilmesi imkânsız tasarı veya düşünce
-
[isim]
Gerçekleştirilmesi imkânsız tasarı veya düşünce
- LÜTFEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Birinden bir şey isterken "dilerim, rica ederim" anlamında kullanılan bir söz
- "Lütfen yukarıya teşrif buyurun beyefendi!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
İstemeyerek, gönülsüz bir biçimde
- "Aylarca sonra lütfen uğradı."
-
[zarf]
Birinden bir şey isterken "dilerim, rica ederim" anlamında kullanılan bir söz
- FLÜTÇÜ
-
-
[isim]
Flüt çalan kimse
-
[isim]
Flüt çalan kimse
- GÜTMEK
-
-
[-i]
Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek
-
[nsz]
Bir düşünceyi, bir duyguyu veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye çalışmak
- "Amaç gütmek. Kin gütmek."
-
Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda yönetmek, sevk ve idare etmek
-
[-i]
Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek
- PRELÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ses ve çalgı ile ilgili bir kompozisyona girişi sağlayan yazılı veya doğaçtan olan müzik parçası
-
[isim]
Ses ve çalgı ile ilgili bir kompozisyona girişi sağlayan yazılı veya doğaçtan olan müzik parçası
- TEKAÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Emekliye ayrılma
- "Son günlerde tekaüt olduğunu haber almıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Emekli
- "Emeklilikten evvel aslan gibi olan bir adam, genç yaşında tekaüt edilirse sönüveriyor." (Burhan Felek)
-
[isim]
Emekliye ayrılma
- HÜTHÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çavuş kuşu
-
[isim]
Çavuş kuşu