İçinde üs olan 9 harfli 72 kelime var. İçerisinde ÜS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üs olan kelimeler listesine ya da Sonu üs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

SÜ, ÜS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SÜSSÜZLÜK

  1. [isim] Süssüz olma durumu

MÜSTANTİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sorgu yargıcı

ZEVKÜSEFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eğlenme, eğlence
    • "Dört beş ay sürecek bir zevküsefa âlemine sizleri davet ettik." (Sait Faik Abasıyanık)

MÜSTAHKEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Belirtilmiş, tahkim edilmiş, sağlamlaştırılmış

BİREYÜSTÜ

  1. [sıfat] Tek bir bireyi aşan
  2. Genellikle fertlerin çevresini aşan, bireylerin bilincinden bağımsız olan

MİDİBÜSÇÜ

  1. [isim] Midibüs alıp satan, işleten veya kullanan kimse

MÜSAİTLİK
...
MÜSTENKİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Oy vermekten veya bir karara katılmaktan çekinen, çekimser

BAŞÜSTÜNE

  1. [ünlem] Bir isteğin, buyruğun hemen yerine getirileceğini bildiren söz, oldu

PÜSKÜRMEK

  1. [-i] Ağzında bulunan bir sıvı veya toz durumundaki bir şeyi hızla savurtarak dışarı çıkarmak
  2. [nsz] Yanardağ lav çıkarmak, indifa etmek
  3. [nsz] Öfkeyi aniden dışarı vurmak
    • "Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan hâliyle bir şeyler püskürüyordum." (Sait Faik Abasıyanık)

KÜSTÜRMEK

  1. [-i] Küsmesine yol açmak

TENDÜRÜST

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Dinç, sağlam
    • "Er ve subay o kadar güzel giyinmiş, o kadar tendürüst idi ki parmağımız ağzımızda kaldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

HİPOTENÜS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir dik üçgende, dik açının karşısında bulunan kenar

MÜSPETLİK
...
ÜSTELEMEK

  1. [nsz] Bir düşünce veya istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek, tekit etmek
    • "Ahmet Kerim bu yeni tutumun sebebini mutlaka öğrenmek istedi ve o kadar üsteledi ki Samim cevap vermek zorunda kaldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Hastalık yeniden ortaya çıkmak, depreşmek
    • "Sıtması üsteledi."
  3. [-i] Bir isteği, bir buyruğu tekrarlamak, tekit etmek
  4. [-e] Bir şeyin üstüne eklenmek, katılmak, inzimam etmek
    • "Sıkıntıya bir de hastalık üsteleyince."

KÜSKÜNLÜK

  1. [isim] Küskün olma durumu, küsü
    • "Azarlanmış bir çocuk küskünlüğü ile denize baktı." (Ömer Seyfettin)

AKŞAMÜSTÜ

  1. [zarf] Güneşin battığı sıralarda, akşama doğru, akşam yaklaşırken
    • "Akşamüstü iki çikolatayı geveleyiverdi." (Sait Faik Abasıyanık)

İÇGÜDÜSEL

  1. [sıfat] İçgüdü ile ilgili, insiyaki
    • "Bu içgüdüsel korunma, tavırlarına yaşıyla bağdaşmayan bir durgunluk ve olgunluk getiriyor." (Ayşe Kulin)

MÜSAVİLİK
...
MÜSTEHASE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Fosil
    • "Hayalsiz adam bir müstehase bile sayılmaz, o kadar hiçtir." (Orhan Seyfi Orhon)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü