İçinde üs olan 8 harfli 116 kelime var. İçerisinde ÜS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üs olan kelimeler listesine ya da Sonu üs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

SÜ, ÜS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BÜZGÜSÜZ

  1. [sıfat] Büzgüsü olmayan

ÜSTÜVANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Silindir
    • "Heybeden yapılmış partal yelekli, şahmerdan makinesinin üstüvanesine sarılmış demir telin ucuna geçti." (Sait Faik Abasıyanık)

PÜSKÜLLÜ

  1. [sıfat] Püskülü olan, püskül takılmış olan
    • "Bu püsküllü şapka, boyunu biraz daha uzatmış." (Memduh Şevket Esendal)

MÜSTENİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Dayanan, yaslanan

DÜZGÜSÜZ

  1. [sıfat] Düzgüye uymayan, düzgüsü olmayan, anormal
  2. Normatif

MÜSTECİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kira karşılığında bir yeri tutan kimse, kiracı

FÜSUNKAR
...
ÜSTÜVANİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Silindir biçiminde olan

MÜSTAKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Doğru, doğruluktan şaşmayan
  2. Doğrulu

SÜRGÜSÜZ

  1. [sıfat] Sürgüsü olmayan

MÜSTERİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bütün kaygılardan kurtulup gönlü rahata kavuşan, içi rahat olan
    • "Müsterih ol, artık hiç korkmayacak, mesut olacaksın." (Ömer Seyfettin)

MÜSTEZAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türü

MÜSELSEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Birbirine bağlı olan, art arda zincirleme olarak gelen
    • "Birbirini yaratan müselsel esprilerle söylüyordu." (Peyami Safa)

TÜRKÜSÜZ
...
ÜSTSUBAY

  1. [isim] Binbaşı, yarbay ve albay rütbesindeki subaylara verilen genel ad

SÜSLEMEK

  1. [-i] Birtakım katkılarla bir şeyin daha güzel, daha göz alıcı olmasını, daha hoş görünmesini sağlamak, bezemek, bezeklemek, donatmak, tezyin etmek
    • "Yemişçiler dükkânlarını meyvelerle süslüyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Söz oyunlarıyla güzelleştirmek
    • "Söylediğim şeyleri, maalesef bir kısmı da uydurma olan misallerle süsleyerek adamcağızı âdeta ağlamaklı ederdim." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Birinin kusurlarını uzun uzun yüzüne vurmak
    • "Ben onu bir süsleyeyim de görsün."

BÜSBÜTÜN

  1. [zarf] İyiden iyiye, iyice, tamamen, tamamıyla, temelli
    • "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar." (Haldun Taner)

PÜSKÜRÜŞ
...
MÜSTEHZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alaycı
    • "Dans edenlerin dansını beğenmiyormuş gibi müstehzi bir ağız çarpıklığıyla dudaklarını kıvırıyordu." (Çetin Altan)

ÜSTÜNLÜK

  1. [isim] Üstün olma durumu, faikiyet, rüçhan, avantaj
    • "Bunlar kendilerini kıskançlık gibi, üstünlük gibi gençlik hislerine kaptıran hanımlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü