İçinde üm olan 6 harfli 47 kelime var. İçerisinde ÜM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üm olan kelimeler listesine ya da Sonu üm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜZÜMSÜ
-
-
[sıfat]
Üzümü andıran, üzüme benzeyen, üzüm gibi
-
[sıfat]
Üzümü andıran, üzüme benzeyen, üzüm gibi
- BÜRÜME
-
-
[isim]
Bürümek işi
-
[isim]
Bürümek işi
- TÜMBEK
-
-
[isim]
Tümsek
-
[isim]
Tümsek
- MÜMBİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Verimli
- "Mümbit topraklar."
-
[sıfat]
Verimli
- ÖLÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Gelip geçici, kalımsız, fâni
- "Onu hâlâ hiç olmazsa rüyalarında ölümlülerin sevdiği gibi sevebilir." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
İnsan
-
[sıfat]
Gelip geçici, kalımsız, fâni
- GÜMRÜK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
- "Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir verginin alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu
-
Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetim ve gözetiminin yapıldığı yer
- "Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin dalgalarıyla dolu pasaportlar eskitti." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
- ALÜMİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
-
[isim]
Suda çözünmeyen, 2050 °C'de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3)
- MÜMKÜN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Muhtemel, olabilir, olası
- "İhtiyar adamın ağzından bir kelime almak mümkün olmuyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Muhtemel, olabilir, olası
- DÜMDÜZ
-
-
[sıfat]
Çok düz
- "Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Sade, basit
- "Yirmi iki senelik dümdüz bir hayat." (Aka Gündüz)
-
Bilgisi, görgüsü çok dar bir sınır içinde kalan (kimse)
-
[sıfat]
Çok düz
- DÜMDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Artçı
-
[isim]
Artçı
- ÜMİTLİ
-
-
[sıfat]
Umutlu
- "Silahsızdık, vasıtasızdık, tarafsızdık; fakat sırf ümitli idik." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Verim beklenen
- "O sene bu civarların en ümitli tarlaları nihayet bire dört verdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Umutlu
- ÜZÜMCÜ
-
-
[isim]
Üzüm yetiştiren veya satan kimse
-
[isim]
Üzüm yetiştiren veya satan kimse
- LÜMPEN
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[sıfat]
Sınıfsız
-
[isim]
Ayaktakımı
- "Turist Ömer gülmeyi unutmamış, horlandıkça iyimserliği pekişmiş bir kesimin simgesidir, lümpenin çaresizliğidir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Sınıfsız
- MÜRDÜM
-
-
[isim]
Mürdüm eriği
-
[isim]
Mürdüm eriği
- CÜMBÜR
- ...
- TÜMLÜK
-
-
[isim]
Tüm olma durumu
- "Çağımızın en belirgin manevi yanının, insan varlığının tümlüğünü araştırmak olduğunu unutmayalım." (Selâhattin Hilav)
-
[isim]
Tüm olma durumu
- ÇÜRÜME
-
-
[isim]
Çürümek işi
-
[isim]
Çürümek işi
- ÜZÜMLÜ
-
-
[sıfat]
İçinde üzüm olan
-
[sıfat]
İçinde üzüm olan
- YÜRÜME
-
-
[isim]
Yürümek işi
- "Kılıcını kaldırdı, ağır ağır hocaya doğru yürümeye başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yürümek işi
- SÜMTER
-
-
[isim]
Kırmızımtırak, küçük taneli sert buğday
-
[isim]
Kırmızımtırak, küçük taneli sert buğday