İçinde ül olan 5 harfli 54 kelime var. İçerisinde ÜL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ül olan kelimeler listesine ya da Sonu ül ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÜLÜŞ

  1. [isim] Gülme işi veya biçimi
    • "Kalleşliğin binbir çeşidi apaçık görünüyordu bu gülüşte." (Nurullah ataç)

EYLÜL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yılın otuz gün süren, dokuzuncu ayı

SÜLÜK

  1. [isim] Sülüklerden, tatlı sularda yaşayan, vücudunda yirmi iki sindirim kesesi olduğu için bir kezde ağırlığının sekiz katı kan emebilen, halk arasında bazı kan hastalıklarının tedavisinde yararlanılan hayvan (Hirudo medicinalis)
  2. Asma bıyığı

ÜLGER

  1. [isim] Kadife, şeftali vb.nin üzerinde bulunan ince tüy

ÜLSER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sindirim organlarında ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara, karha
    • "Midesindeki ülsere salık verilmiş birkaç kocakarı ilacı her zaman iyi gelmez." (Sait Faik Abasıyanık)

YÜLÜK

  1. [sıfat] Ustura ile kesilmiş (kıl)

YÜLGÜ

  1. [isim] Ustura

HÜLYA

  1. [isim] Tatlı düş, hayal
    • "Talihin kırkyılda bir karşıma çıkardığı saadet hülyasını tehlikede buldum." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kuruntu

MÜLGA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Varlığı kaldırılan, kapatılan

GÜLLÜ

  1. [sıfat] Gülü olan

GÜLÜT

  1. [isim] Skeç, revü, eğlence gösterisi vb.ne eklenen beklenmedik gülünç sözler veya durumlar

KÜLAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçine bazı şeyler koymak için huni biçiminde bükülmüş kâğıt kap
    • "Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Önüme gelene külah takacaktım. Külah takacağım kimseler de mutlaka benim gibi olanlardı." (Halikarnas Balıkçısı)
    • "Anlat sen benim külahıma! Ah, ben hükûmette olsam size gık dedirtmem!" (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Bu kabın alabileceği miktarda olan
    • "Meydanda bekleyen mektep çocuklarına birer külah şeker dağıtıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Oyun, hile
  4. esk. Erkeklerin giydiği genellikle keçeden, ucu sivri veya yüksek başlık
    • "Bunun sırtında öbürleri gibi bir uzun cübbe, başında bir uzun külah vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÖZGÜL

  1. [sıfat] Bir türle ilgili, bir türe ilişkin

GÜDÜL
...
MÜLKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir ülkeyle ilgili olan
  2. Ülke yönetimine ilişkin
  3. Asker sınıfı dışında kalan
    • "Mülki erkân."

ÜLFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alışma, kaynaşma
    • "Kendilerine bir kimse bulunamıyor ki ülfet etsinler." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. Tanışma, görüşme
    • "Temiz ve metin bir insan olduğu ilk ülfetinden anlaşılırdı." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Dostluk, ahbaplık
    • "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." (Yahya Kemal Beyatlı)

FAKÜL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Benek

SÜLÜN

  1. [isim] Sülüngillerden, kuyruğu çok uzun, eti yenilen bir kuş (Phasianus colchicus)

ÇEKÜL

  1. [isim] Ucuna küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç, şakul

TÜLEK
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü