İçinde ü olan 3 harfli 52 kelime var. İçerisinde Ü harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ü harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÜZ
-
-
[sıfat]
Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan
- "Düz tahta."
- "Düğünevinin avlusuna girerken yeni düze inmiş efeler gibi nara attı." (Ömer Seyfettin)
-
Kıvrımlı olmayan, doğru
- "Düz çizgi."
-
Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi
-
Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı)
-
Yayvan, altı derin olmayan
- "Düz kayık. Düz tabak."
-
Kıvırcık veya dalgalı olmayan (saç)
-
Yalın, sade, süssüz
- "Düz bir anlatım."
-
Çizgisiz, desensiz ve tek renkli
- "Düz bir kumaş."
-
[isim]
Engebesiz olan yer, düzlük, ova
- "Kardaş gitmem Diyarbakır düzüne / Kızlar peri olsa bakmam yüzüne." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan
- ÜTÜ
-
-
[isim]
Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç
-
Bu araçla yapılan iş
- "Garsonların yamalı bez ceketleri etüv ve ütü kokuyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç
- PÜF
-
-
[isim]
Bir ateşi söndürmek, canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses
- "Püf desen söner."
-
[isim]
Bir ateşi söndürmek, canlandırmak için dudakları hafifçe büzerek dışarı verilen soluğun çıkardığı ses
- TÜP
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Laboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalı cam boru
-
İçine krem, diş macunu, ilaç vb. maddeler konulan, bir ucu burgu kapaklı, plastik veya metal boru
- "Tüpte kalan iki üç taneyi de yol ihtiyatı olarak zorla kendisine kabul ettirdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Akışkan maddelerin konulduğu, genellikle silindir biçiminde, içi boş, ağzı özel tapalı kap
- "Gaz tüpü."
-
[isim]
Laboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalı cam boru
- KÜL
-
-
[isim]
Yanan şeylerden artakalan toz madde
- "Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
- "Tatlı bir cızırtı çıkararak çabucak tutuşur, mavi ve sincabi bir buhar bırakarak kül oluverirdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yanan şeylerden artakalan toz madde
- DÜŞ
-
-
[isim]
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya
- "Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde." (Dadaloğlu)
- "İnsanoğlu, yüzyıllar sonrası için de düşler kurmaktan geri durmamıştır." (Melih Cevdet Anday)
-
Gerçek olmayan şey, imge, hayal
-
Gerçekleşmesi istenen şey, umut
-
[isim]
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya
- CÜZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri
-
Fasikül
-
Kur'an'ın bölünmüş olduğu otuz parçadan her biri
- "İlk defa olarak gördüğüm bir amme cüzünden bir şeyler okudu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri
- ÜRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
-
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz
-
[isim]
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
- ÖCÜ
-
-
[isim]
Küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş hayalî yaratık, umacı
-
[isim]
Küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş hayalî yaratık, umacı
- EKÜ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Avro
-
[isim]
Avro
- SÜS
-
-
[isim]
Süslemeye, süslenmeye yarayan şey, bezek
- "Bu zannını bir çeşit materyalist felsefeye uydurarak ona yüksek bir entelektüalizm süsü verirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Süsleme veya süslenme işi
- "Süse düşkün."
-
Anlamı zenginleştiren edebiyat sanatı
- "Divan şiiri süse önem vermiştir."
-
Güzellik veren, güzelleştiren şey
- "Kitabı bir süs kabul etmek, kültür görgüsüzlüğünün en somut örneğini oluşturur." (Tarık Dursun K)
-
[isim]
Süslemeye, süslenmeye yarayan şey, bezek
- ÖRÜ
-
-
[isim]
Örme işi
-
Yama olarak yapılan örgü
-
Tarlalarda sele karşı taştan yapılmış set
-
[isim]
Örme işi
- DÜN
-
-
[isim]
Bugünden bir önceki gün
- "Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor." (Peyami Safa)
-
Geçmiş
- "Bugünü anlamak için dünü bilmek gerek."
-
[zarf]
Bugünden bir önceki günde
- "Dün söyledi."
-
[zarf]
Kısa bir süre önce
-
[isim]
Bugünden bir önceki gün
- JÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ihlamurgillerden, Hindistan ve Bangladeş'te yetişen, ip ve çuval yapımında kullanılan, liflerinden yararlanılan bir bitki (Corchorus capsularis)
-
Bu bitkinin liflerinden yapılan dokuma
-
[isim]
Ihlamurgillerden, Hindistan ve Bangladeş'te yetişen, ip ve çuval yapımında kullanılan, liflerinden yararlanılan bir bitki (Corchorus capsularis)
- DÜK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı
-
[isim]
Bazı devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı
- TÜN
-
-
[isim]
Gece
-
[isim]
Gece
- KÜT
-
-
[sıfat]
Kısa ve kalınca
- "Küt parmaklar."
-
Keskin olmayan
-
[sıfat]
Kısa ve kalınca
- GÜZ
-
-
[isim]
Sonbahar
-
22 Eylül ile 21 Aralık arasındaki mevsim
- "Mevsim güzdü, bol üzüm ve incir vakti idi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Sonbahar
- AKÜ
-
-
[isim]
Akümülatör
-
[isim]
Akümülatör
- ZÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alçalma, düşkünlük
-
Ayıplanacak şey
-
[isim]
Alçalma, düşkünlük