İçinde öğ olan 7 harfli 28 kelime var. İçerisinde ÖĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öğ olan kelimeler listesine ya da Sonu öğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖĞÜRLÜK
-
-
[isim]
Öğür olma durumu
-
[isim]
Öğür olma durumu
- ÖĞÜRTME
-
-
[isim]
Öğürtmek işi veya biçimi
-
[isim]
Öğürtmek işi veya biçimi
- GÖĞÜSLÜ
-
-
[sıfat]
Göğsü olan
-
Göğsü geniş olan
-
İri memeli (kadın)
-
[sıfat]
Göğsü olan
- ÖĞRENCE
- ...
- AKSÖĞÜT
-
-
[isim]
Söğütgillerden, kabukları eczacılıkta kullanılan bir söğüt türü (Salix alba)
-
[isim]
Söğütgillerden, kabukları eczacılıkta kullanılan bir söğüt türü (Salix alba)
- SÖĞÜTLÜ
-
-
[sıfat]
Söğüt ağaçları bulunan (yer)
-
[sıfat]
Söğüt ağaçları bulunan (yer)
- ÖĞLENCİ
-
-
[isim]
İkili öğretim yapan okullarda öğleden sonra ders gören öğrenci, sabahçı karşıtı
-
[isim]
İkili öğretim yapan okullarda öğleden sonra ders gören öğrenci, sabahçı karşıtı
- GÖĞÜMSÜ
-
-
[sıfat]
Rengi gök rengini andıran, gök rengine benzeyen
-
[sıfat]
Rengi gök rengini andıran, gök rengine benzeyen
- SÖĞÜRME
-
-
[isim]
Ateşte közlenerek hazırlanmış patlıcan
-
[isim]
Ateşte közlenerek hazırlanmış patlıcan
- ÖĞRENCİ
-
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt
-
Bir bilim veya sanat yetkilisinin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konuda çalışan kimse
- "Kant'ın öğrencisi."
-
Özel ders alan kimse
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt
- BÖĞÜRME
-
-
[isim]
Böğürmek işi
-
[isim]
Böğürmek işi
- ÖĞÜTMEK
-
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- "Bu değirmen, günde ancak kırk elli çuval öğütebilirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ezmek, çiğnemek
-
[-i]
Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek
- ÖĞÜRMEK
-
-
[nsz]
Kusarken veya kusacak gibi olurken "öğürtü" sesi çıkarmak
- "Elini göğsüne bastırarak üst üste öğürdü." (Peyami Safa)
-
Böğürmek
-
[nsz]
Kusarken veya kusacak gibi olurken "öğürtü" sesi çıkarmak
- ÖĞRENME
-
-
[isim]
Öğrenmek işi
- "Benim kafam böyle bir öğrenme usulüne de yaratılıştan müsait değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Öğrenmek işi
- ÇÖĞÜRCÜ
-
-
[isim]
Çöğür (I) çalan kimse
-
[isim]
Çöğür (I) çalan kimse
- ÖĞLEYİN
-
-
[zarf]
Öğle vakti
- "Her zaman öğleyin gelir, akşama doğru kalkardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Öğle vakti
- DALÖĞLE
-
-
[isim]
Tam öğle zamanı
-
[isim]
Tam öğle zamanı
- ÖĞRETİŞ
-
-
[isim]
Öğretme işi veya biçimi
-
[isim]
Öğretme işi veya biçimi
- ÖĞÜTÜCÜ
-
-
[sıfat]
Öğütme özelliği olan
-
[isim]
Öğütme işini yapan makine
-
[isim]
Kâğıtçılıkta gerekli özelliklerdeki kâğıt veya karton hamuruna istenen bazı özellikleri kazandırmak için sulu ortamda elyaflı maddelerin işlenmesinde kullanılan diskli veya konik rotor ve statoru olan makine
-
[sıfat]
Öğütme özelliği olan
- BÖĞÜRTÜ
-
-
[isim]
Böğürme sesi
-
[isim]
Böğürme sesi