İçinde öz olan 7 harfli 62 kelime var. İçerisinde ÖZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında öz olan kelimeler listesine ya da Sonu öz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖZBEKÇE
- ...
- AÇGÖZLÜ
-
-
[sıfat]
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı
- "Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı
- ÖZLEMEK
-
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
- "Ben bütün hayatımda bu sadeliği özledim." (Peyami Safa)
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
- AYNAGÖZ
- ...
- ÖZDEYİŞ
-
-
[isim]
Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve kesin bir biçimde anlatan, genellikle kim tarafından söylendiği bilinen özlü söz, vecize, kelamıkibar, aforizm
- "Kitabındaki her bölümün başına seçkin düşünürlerin ve sanatçıların konuşma sanatına ilişkin özdeyişlerini koymuş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve kesin bir biçimde anlatan, genellikle kim tarafından söylendiği bilinen özlü söz, vecize, kelamıkibar, aforizm
- ÖZSEVER
-
-
[sıfat]
Kendi benliğine bağlanan, hayran olan (kimse), narsist
-
[sıfat]
Kendi benliğine bağlanan, hayran olan (kimse), narsist
- ÖZLEMLİ
-
-
[sıfat]
Özlemi olan, özleyen, hasretli
- "Yaşamayı belirleyen her şeye özlemliydi toprak." (Burhan Günel)
-
[sıfat]
Özlemi olan, özleyen, hasretli
- ÖZVEREN
-
-
[sıfat]
Özverili
-
[sıfat]
Özverili
- GÖZLEĞİ
-
-
[isim]
Gözetleme yeri
-
Dağların yüksek yerlerinde nişan almak için ağaç veya taştan yapılan belli yer
-
[isim]
Gözetleme yeri
- ÇÖZÜŞME
-
-
[isim]
Çözüşmek işi
-
[isim]
Çözüşmek işi
- KARAGÖZ
-
-
[isim]
İzmaritgillerden, 25-30 cm uzunluğunda, enli, boz renkli, beyaz etli bir balık (Sargus sargus)
-
[isim]
İzmaritgillerden, 25-30 cm uzunluğunda, enli, boz renkli, beyaz etli bir balık (Sargus sargus)
- GÖZDAĞI
-
-
[isim]
Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit
- "Ona korku ve gözdağı aracı ile birtakım emirler verilir, yasaklar konur." (Haldun Taner)
- "Sarhoş ağabeyi, parası pulu ile gözdağı vermeye kalktı onlara." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Sonradan verilecek bir ceza ile korkutma, yıldırma, tehdit
- GÖZETİŞ
-
-
[isim]
Gözetme işi veya biçimi
-
[isim]
Gözetme işi veya biçimi
- ÖZLEŞME
-
-
[isim]
Özleşmek işi, arılaşma
-
Ağacın çoğunlukla öze yakın bölümlerinin artık öz su iletmemesi ve bunun sonucunda kuruyup sertleşmesi olayı
-
[isim]
Özleşmek işi, arılaşma
- ÇÖZÜLÜŞ
-
-
[isim]
Çözülme işi veya biçimi
- "Düğümün çözülüşü."
-
Eriyerek gevşeme
- "Buzların çözülüşü."
-
Yıkılış
- "Osmanlı İmparatorluğu'nun çözülüşü."
-
Dağılış
- "Düşman ordusunun çözülüşü."
-
[isim]
Çözülme işi veya biçimi
- ÇÖZÜLME
-
-
[isim]
Çözülmek işi
-
Savaşta, gerideki savunma hattına çekilmek isteyen birliğin düşmandan sıyrılması
-
Bir sesin boğumlanmasından sonra organların eski duruma geçmesi
-
Kişilik, karakter vb. bir bütünde birliğin bozulması durumu
- "Bütün bu değişmelerin başıboş bırakılması, bir anarşi, bir çözülme hâline gelmesi güzel değildir." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[isim]
Çözülmek işi
- ÖZDEKÇİ
-
-
[isim]
Materyalist
-
[isim]
Materyalist
- ATASÖZÜ
-
-
[isim]
Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel
-
[isim]
Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte söz, darbımesel
- GÖZÜNDE
-
-
(o kimseye) göre
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
(o kimseye) göre
- ÖZÜRSÜZ
-
-
[sıfat]
Özrü olmayan
-
[zarf]
Özrü olmaksızın
- "Özürsüz geç kalanlar."
-
[sıfat]
Özrü olmayan