İçinde ör olan 5 harfli 44 kelime var. İçerisinde ÖR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ör olan kelimeler listesine ya da Sonu ör ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LİKÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Meyve veya bazı bitkiler ile alkol, esans karışımından yapılan şekerli içki
- "Bu likör vakitsiz, amma şişeleri açmış bulunduk." (Peyami Safa)
-
[isim]
Meyve veya bazı bitkiler ile alkol, esans karışımından yapılan şekerli içki
- GÖRÜM
-
-
[isim]
Görme yetisi
- "Trahom hastalığı, tedavi edilmezse görümü yok etmeye kadar varabilir."
-
[isim]
Görme yetisi
- GÖRÜŞ
-
-
[isim]
Gözle bir şeyi algılama yetisi
-
Cezaevi ve hastanede yapılan ziyaret
-
Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir
-
Benzerlerinden ayıran özellik, konsept
-
[isim]
Gözle bir şeyi algılama yetisi
- GÖREV
-
-
[isim]
Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş
- "Hâkimler ve savcılar kanunda belirtilenlerden başka resmî ve özel hiçbir görev alamazlar." (Anayasa)
- "Umutlu da olsam, umutsuz da olsam, görev bildiğim işi yerine getiririm." (Melih Cevdet Anday)
- "Cumhurbaşkanının geçici olarak görevinden ayrılması hâllerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekillik eder." (Anayasa)
-
İşlev
-
Resmî iş, vazife
- "Cavit Bey, görevi ona verdiği gün, Abdi Bey çok sevinmişti." (Atilla İlhan)
-
Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş
-
Bir organ veya hücrenin yaptığı iş
-
Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi
-
[isim]
Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş
- ÖRCİN
-
-
[isim]
İp merdiven
-
[isim]
İp merdiven
- KÖRPE
-
-
[sıfat]
Dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki), kart karşıtı
- "Körpe fidan."
-
Çok genç (kimse)
- "Köşedeki masada körpe, ötekinde olgun birer hoş kadın..." (Refik Halit Karay)
-
Yavruluktan henüz çıkmış (hayvan)
- "Kaplan ve yılan, körpe ceylan hayaliyle gözlerini kapadılar." (Halide Edip Adıvar)
-
Genç, hoş, güzel
- "Bir vakitler, Mahinur'un körpe rayihasıyla doldurduğu odalar şimdi boş ve sahipsiz." (Haldun Taner)
-
Henüz bozulmamış, yıpranmamış
-
[sıfat]
Dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki), kart karşıtı
- ŞOFÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sürücü
- "Cumartesi günü kalkacak otobüste şoförün yanında iki kişilik yer ayırttı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sürücü
- DONÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Verici
-
[isim]
Verici
- ÇÖREK
-
-
[isim]
Az yağlı, bazen şekerli ve yumurtalı, gevrekçe bir hamur işi
- "Kahve ile çörek yiyerek çok iştahlı bir kahvaltı yapmıştır." (Salâh Birsel)
-
Kurs (I)
-
[isim]
Az yağlı, bazen şekerli ve yumurtalı, gevrekçe bir hamur işi
- FLÖRT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
- "Cemal hiç de benimle flört yapmaya kalkmamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek
- "Gerçi birçok flörtleri olmuş ama karar verip de içlerinden biriyle yuva kurmak cesaretini gösterememişti." (Haldun Taner)
-
Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma
-
[isim]
Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki
- GÖRME
-
-
[isim]
Görmek işi, rüyet
-
[isim]
Görmek işi, rüyet
- ÖRÜLÜ
-
-
[sıfat]
Örülmüş olan
- "Üçüncü itiraz, aruza, bütün yüksek şiirimizin örülü olduğunu görüp de sadık kalmak isteyenlerden geliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Örülmüş olan
- MAJÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Büyük, önemli
-
[isim]
Bir makam, bir akort veya bir aralığın oluşma biçimi
-
[isim]
Büyük önerme
-
[sıfat]
Büyük, önemli
- TÖREL
-
-
[sıfat]
Töreye uygun olan
- "Eski Boğaziçi'nde törel bir yaşama belirmiş, sürmüş, artık sona ermiş." (Selim İleri)
-
Töre ile ilgili
-
[sıfat]
Töreye uygun olan
- ÖRTME
-
-
[isim]
Örtmek işi
-
Baş örtüsü
-
Üstü kapalı, önü açık yer
- "Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber." (Yahya Kemal)
-
[isim]
Örtmek işi
- YÖRÜK
-
-
[sıfat]
Yürük
-
[isim]
Yürük
-
[sıfat]
Yürük
- AKTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkek oyuncu
- "Bir tiyatro kumpanyasında aktör oldum." (Halide Edip Adıvar)
-
Olduğundan başka türlü görünen kimse
-
[isim]
Erkek oyuncu
- NÖRON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Asıl hücre ile protoplazma uzantılarından ve bir silindir eksenden oluşmuş sinir hücresi
-
[isim]
Asıl hücre ile protoplazma uzantılarından ve bir silindir eksenden oluşmuş sinir hücresi
- ÖRTÜŞ
-
-
[isim]
Örtme işi veya biçimi
-
[isim]
Örtme işi veya biçimi
- TÜMÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ur
-
[isim]
Ur