İçinde ön olan 9 harfli 46 kelime var. İçerisinde ÖN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ön olan kelimeler listesine ya da Sonu ön ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BÖNLEŞMEK
-
-
[nsz]
Bön duruma gelmek, aptallaşmak
-
[nsz]
Bön duruma gelmek, aptallaşmak
- GÖNDERMEK
-
-
[-i]
Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek
- "Hepimizi esir edip Malta'ya gönderecekleri ağızlarda dolaşıyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
Yetki vererek gitmesini sağlamak
-
Bir kaynaktan çıkıp gelmek, ulaşmak
- "Güneş dünyaya ısı ve ışık gönderir."
-
Yolcu etmek
-
Araştırma, yazışma vb.nde kaynak kişiye veya esere işaret etmek, atıf yapmak
-
[-i]
Bir yere doğru yola çıkarmak, yollamak, ulaşmasını, gitmesini sağlamak, irsal etmek
- YÖNETİLME
-
-
[isim]
Yönetilmek işi
-
[isim]
Yönetilmek işi
- ÖNERİLMEK
-
-
[nsz]
Önerme işine konu olmak
-
[nsz]
Önerme işine konu olmak
- ÖNCELLEME
- ...
- BÖNCESİNE
- ...
- YÖNDEŞLİK
-
-
[isim]
Yöndeş olma durumu
-
[isim]
Yöndeş olma durumu
- DÖNÜŞÜMCÜ
-
-
[isim]
Dönüşümcülük yanlısı kimse
-
[isim]
Dönüşümcülük yanlısı kimse
- ÖNCELEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi önceden yapmak, geri bırakmamak, öne almak, takdim etmek
-
Tanıtmak, yönlendirmek amacıyla överek öne çıkarmak, lanse etmek
-
[-i]
Bir şeyi önceden yapmak, geri bırakmamak, öne almak, takdim etmek
- SÖNDÜRMEK
-
-
[-i]
Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek
- "Parmağının ucuna kadar gelen alevi yere atıyor, terliğiyle basarak söndürüyor." (Peyami Safa)
-
Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak
- "Çocuk balonu söndürdü."
-
Tutku ve duyguları yatıştırmak, etkisiz duruma getirmek
- "Böyle zamanlarda Hacı'da ateşi ateşle söndürmekten başka çare olmadığını bilirim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek
- YÖNELTMEK
-
-
[-i]
Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek
-
Birine veya bir şeye doğru bakmak
- "Bakışlarını ona yöneltti."
-
Birine bir şey söylemek, tevcih etmek
- "Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından dinleyiciler onlara sorular yöneltirlerdi." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek
- ÖNEMSENİŞ
-
-
[isim]
Önemsenme işi veya biçimi
-
[isim]
Önemsenme işi veya biçimi
- DÖNEBİLME
- ...
- SÖNDÜRÜCÜ
-
-
[isim]
Yangın söndürücü
-
[sıfat]
Yangınları söndürmeye yarayan
- "Söndürücü bomba."
-
[isim]
Yangın söndürücü
- DÖNDÜRMEK
-
-
[-i]
Dönmesini sağlamak
- "Oğlu başını arkaya döndürdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Lafı döndürdüm dolaştırdım, mutfağın sırrına getirdim." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Başarısız saymak, geri çevirmek
- "Sınavda döndürmüşler."
-
Çevirmek, ... bir duruma getirmek
- "Beni serseme döndürdü."
-
Düzene koymak, yönetmek
- "Tek başına bütün evi döndürüyor."
-
[-i]
Dönmesini sağlamak
- YÖNELİNME
- ...
- DÖNÜVERME
- ...
- ÖNCECİLİK
-
-
[isim]
Bir şeyi başkalarından önce yapma işi, inisiyatif
-
Önde gelme işi
-
[isim]
Bir şeyi başkalarından önce yapma işi, inisiyatif
- SÖNÜMLEME
-
-
[isim]
Sönümlemek işi
-
[isim]
Sönümlemek işi
- DÖNELEMEK
-
-
[nsz]
Dolaşmak, dolaşıp durmak
-
[nsz]
Dolaşmak, dolaşıp durmak