İçinde ö olan 3 harfli 45 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖKE
-
-
[isim]
Deha sahibi kimse, dâhi
-
[isim]
Deha sahibi kimse, dâhi
- GÖR
- ...
- ÇÖZ
-
-
[isim]
Bumbar, bağırsak
-
Bumbarın yağı
-
[isim]
Bumbar, bağırsak
- HÖT
-
-
[ünlem]
Korkutmak veya dikkati kendi üzerine çekmek için söylenen bir söz
-
[ünlem]
Korkutmak veya dikkati kendi üzerine çekmek için söylenen bir söz
- ÖCÜ
-
-
[isim]
Küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş hayalî yaratık, umacı
-
[isim]
Küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş hayalî yaratık, umacı
- JÖN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Genç
-
[isim]
Önemli rollerde oynayan genç oyuncu, jönprömiye
-
[sıfat]
Genç
- ÖHÖ
-
-
[isim]
Bir kimsenin kendi varlığını belli etmek, söylenen bir şey üzerine dikkat çekmek, birine takılmak vb. amaçlarla öksürür gibi yaparak çıkardığı ses
-
[isim]
Bir kimsenin kendi varlığını belli etmek, söylenen bir şey üzerine dikkat çekmek, birine takılmak vb. amaçlarla öksürür gibi yaparak çıkardığı ses
- GÖÇ
-
-
[isim]
Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret
- "Obalarının hâlâ arkası kesilmeyen göçleri devam etmekte idi." (Samiha Ayverdi)
- "Kalktı göç eyledi Afşar elleri." (Dadaloğlu)
-
Evden eve taşınma, nakil
- "Her sene, zamanı gelince İstanbul'un mahallelerinde Boğaz'ın köylerine göçler başlardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Taşınma sırasında götürülen ev eşyaları
-
Kuşların, geyiklerin, yarasaların, bazı balık ve böceklerin mevsim, iklim, besin miktarı vb.ne göre çevre değiştirmeleri
-
[isim]
Ekonomik, toplumsal, siyasi sebeplerle bireylerin veya toplulukların bir ülkeden başka bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitme işi, taşınma, hicret, muhaceret
- ÖZE
-
-
[isim]
Bir türde, bir bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde veya bireyde rastlanılmayan, has
- "Gülmek insan türüne öze bir durumdur."
-
[isim]
Bir türde, bir bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde veya bireyde rastlanılmayan, has
- ÖLÜ
-
-
[sıfat]
Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, diri karşıtı
- "Bir gün gelip ölülerimizi parayla taşıtacağımızda şüphe yok." (Memduh Şevket Esendal)
- "Arkadaşlarım ölü gibi uyuklarken, ben sabahlara kadar dans ediyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Üç yıldır bizim oralarda kuraklık var. Hele bu yıl ölü gözü kadar rahmet görmedik." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sevim, Beyhan'ın ölümü öp diye ısrarla getirdiği pastasından bir dilim yedi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ölmüş insan, müteveffa, mevta
-
[isim]
Hayvan leşi
- "Bir tavuk ölüsü."
-
Güçsüz
- "Ölü kandil."
-
Çok durgun, hareketsiz
- "Ölü kentler, boş kaleler, eski saraylar." (Necati Cumalı)
-
Ekileme gücü olmayan, canlılığı olmayan
- "Ölü bir konuşması var."
-
[sıfat]
Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, diri karşıtı
- ÇÖL
-
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- "Koskoca çölü, yapı ve bahçelerle donattık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kumluk, susuz ve ıssız geniş arazi, sahra, badiye
- GÖT
-
-
[isim]
Anüs
-
Alt taraf, dip
-
Kaba et, kıç, popo
-
Güç veya yüreklilik
-
[isim]
Anüs
- DÖŞ
-
-
[isim]
Göğüs, bağır
- "Bana yastık olsun döşlerin güzel." (Âşık Veysel)
-
Kaburga altı
-
[isim]
Göğüs, bağır
- TÖS
-
-
[ünlem]
Hayvanı töskürtmek için söylenen bir söz
-
[ünlem]
Hayvanı töskürtmek için söylenen bir söz
- ÖGE
-
-
[isim]
Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman
-
Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, ilke, unsur
-
Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri
-
Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri
- "O savaşı başarıya ulaştıran en kuvvetli öge, ne yabancıdan gördüğümüz yardım ne de bugünkü özel girişimcilerin gayretleridir." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman
- BÖN
-
-
[sıfat]
Budala, saf, avanak, ahmak
- "Genç adam çirkin hatta biraz bön." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Budala, saf, avanak, ahmak
- FÖY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kısa bilgileri içeren belge
-
[isim]
Kısa bilgileri içeren belge
- SÖZ
-
-
[isim]
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- "Aklıma bu maaş meselesinden bir kere de Ahmet Kerim'e söz açmak geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Toplantıda ilk olarak başkan söz aldı."
- "Numaralar okunuyor, görüşüyoruz, gruplardan gruplara sözler atıyoruz, şakalar ediyoruz, ne hoş eğleniyoruz." (Refik Halit Karay)
- "Söz bir, Allah bir, seni ele vermem." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük
- "İşimin yapılacağı konusunda bakandan söz aldım."
- "Sarhoşlar söz atıyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu toplantıda büyüklere söz düşmüyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Hâlbuki bu münasebetsiz dedikodular mektebe de söz getirmeye başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi
- "Yer yer birçok türküde rastladığımız beylik sözler de vardı içinde." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Kesinlik kazanmayan haber, söylenti
- "Ortalıkta bir söz dolaşıyor."
-
Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme
- "O, sözünde duran bir adamdır."
-
Müzik parçalarının yazılı metni, güfte
- "Şarkının sözleri çok anlamlı."
-
[isim]
Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil
- LÖS
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
En çok vadilerde, yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık
-
[isim]
En çok vadilerde, yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık
- BÖĞ
-
-
[isim]
Eklem bacaklılardan, soluk sarı renkli, zehirli bir örümcek türü
-
[isim]
Eklem bacaklılardan, soluk sarı renkli, zehirli bir örümcek türü