İçinde çek olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde ÇEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çek olan kelimeler listesine ya da Sonu çek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ÇEK
2 Harfli Kelimeler
ÇE, EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÖÇEKLİK
-
-
[isim]
Köçek olma durumu veya köçeğin yaptığı iş
-
Köçek gibi davranma durumu
-
[isim]
Köçek olma durumu veya köçeğin yaptığı iş
- ÇEKİKLİK
-
-
[isim]
Çekik olma durumu
-
[isim]
Çekik olma durumu
- ÇEKİNGEN
-
-
[sıfat]
Her şeyden çekinen, ürkek, sıkılgan, tutuk (kimse), muhteriz
- "Korkak mı diyeyim, çekingen mi diyeyim, bir tuhaf olmuşlar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Birdenbire kadına karşı soğuk, çekingen davranmayı da onuruma yediremiyorum." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Her şeyden çekinen, ürkek, sıkılgan, tutuk (kimse), muhteriz
- ÇEKİMSİZ
-
-
[sıfat]
Çekimi olmayan
-
[sıfat]
Çekimi olmayan
- ÇEKİŞMEK
-
-
[nsz]
İki yönünden karşılıklı çekmek
- "Halat çekişmek."
- "Burada sekiz kuruşluk bir mal için benimle çekişe çekişe pazarlık edersin." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir şeyi birbirine karşı çekmek
- "Bıçak çekişmek."
-
Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek
- "Kura çekiştiler."
-
Ağız kavgası etmek
- "Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun." (Peyami Safa)
-
Üstün gelmek için karşılıklı çabalamak
- "Takımımız birincilik için çekişiyor."
-
[nsz]
İki yönünden karşılıklı çekmek
- TOPÇEKER
-
-
[isim]
Ağır top taşıyan küçük savaş gemisi, gambot
-
[sıfat]
Top çeken (hayvan veya araç)
-
[isim]
Ağır top taşıyan küçük savaş gemisi, gambot
- ÇEKEMEME
-
-
[isim]
Çekememek işi veya durumu
-
[isim]
Çekememek işi veya durumu
- ÇEKİNMEK
-
-
[-den]
Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak
- "Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Bir şey sürünmek
- "Sürmeler çekinmiş bir kadın."
-
[-den]
Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak
- ÇEKİLMEK
-
-
[nsz]
Çekme işi yapılmak
- "Ağlar çekiliyor dalyanlarda." (Orhan Veli Kanık)
-
[-e]
Kendini geriye veya bir yana çekmek
-
[-den]
Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek
- "Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim." (Tarık Buğra)
-
Azalmak
-
Yok olmak
- "İneğin sütü çekildi."
-
[-e]
Bir yere geçmek
- "Bir köşeye çekilerek ben de bir çay getirttim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak
- "Dükkân karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayak takımı her gün artıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Geri gitmek, ricat etmek
- "Türklerin çekilmesiyle beraber hain ve zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar..." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Katılmamak, vazgeçmek
- "Yarışmadan çekildi."
-
Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek
- "Çekilmez dert."
-
Tartılmak
-
[nsz]
Çekme işi yapılmak
- ÇEKİŞKEN
-
-
[sıfat]
Çekişmeyi seven, kavgacı (kimse)
-
[sıfat]
Çekişmeyi seven, kavgacı (kimse)
- GERÇEKLİ
-
-
[sıfat]
Gerçeklenmiş, gerçek olduğu anlaşılmış, muhakkak
-
[sıfat]
Gerçeklenmiş, gerçek olduğu anlaşılmış, muhakkak
- PÜRÇEKLİ
-
-
[sıfat]
Pürçeği olan
-
[sıfat]
Pürçeği olan
- ÇEKİMSER
-
-
[sıfat]
Oy vermekten, eğilim göstermekten veya bir şey yapmaktan kaçınan, kararsız, taraf olmayan (kimse), müstenkif
-
[sıfat]
Oy vermekten, eğilim göstermekten veya bir şey yapmaktan kaçınan, kararsız, taraf olmayan (kimse), müstenkif
- ÇEKMEKÖY
- ...
- ÇEKMENLİ
- ...
- ÇEKMELİK
-
-
[isim]
Yemeni vb. giyeceklerde, ayağın daha rahat girmesi için topuk üzerinde bulunan uzun çıkıntı
- "Adam, topukların ucundan yükselen çekmeliklere geçirilmiş kınnaplara bağlı yemenileri omzunun iki yanından sarkıttı." (Ayla Kutlu)
-
[isim]
Yemeni vb. giyeceklerde, ayağın daha rahat girmesi için topuk üzerinde bulunan uzun çıkıntı
- ÇEKTİRME
-
-
[isim]
Çektirmek işi
- "Mebus adayları gibi bunları da fotoğraf çektirmeye gider gibi kılık kıyafetlerinden tanımak güç değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çektiri
-
Yaklaşık 30-50 grostonluk yelkenli veya yük taşıyan motorlu büyük kayık
-
Sökülebilir elbise, yemek ve salon dolaplarının tablalarını birbirine tutturmak için metal veya plastikten yapılmış bağlantı parçası
-
Arabaların göbek bilyelerini çıkarmak için kullanılan araç
-
Arabaların değişik bölümlerinde hareketi ve dönüşü sağlamaya yarayan rulmanların yuvalarından çıkarılması işinde kullanılan alet
-
[isim]
Çektirmek işi
- NEMÇEKER
-
-
[isim]
Havadaki nemin niceliğini ölçüp gösteren alet, higroskop
-
[sıfat]
Havadaki nemi emme özelliği olan, higroskopik
-
[isim]
Havadaki nemin niceliğini ölçüp gösteren alet, higroskop
- ÇEKELEME
-
-
[isim]
Çekelemek işi veya durumu
-
[isim]
Çekelemek işi veya durumu
- ÖLÇEKSİZ
-
-
[sıfat]
Ölçeği olmayan
-
[sıfat]
Ölçeği olmayan