İçinde üş olan 6 harfli 40 kelime var. İçerisinde ÜŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında üş olan kelimeler listesine ya da Sonu üş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖTÜŞME
-
-
[isim]
Ötüşmek işi
-
[isim]
Ötüşmek işi
- GERCÜŞ
- ...
- ÖRÜŞÜK
- ...
- ÜZÜLÜŞ
- ...
- SÜRTÜŞ
-
-
[isim]
Sürtme işi veya biçimi
-
[isim]
Sürtme işi veya biçimi
- ÜŞÜŞME
-
-
[isim]
Üşüşmek işi
-
[isim]
Üşüşmek işi
- DÜŞKÜN
-
-
[sıfat]
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
- "Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır." (Halide Edip Adıvar)
- "Şiire milletçe düşkün oluşumuzun sebeplerini araştırırken kafiye merakımıza takıldım." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Sigara düşkünü."
-
Geçim sıkıntısına düşmüş
- "Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu." (Refik Halit Karay)
-
Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
- "Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
-
Değer ve onurunu yitirmiş
- "Düşkün kadın."
-
[sıfat]
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
- DÜŞSÜZ
-
-
[sıfat]
Düşü olmayan
- "Geceleri bile düşsüz koyu bir uyku çekerdi." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Düşü olmayan
- DÜŞMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
- "Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına." (Atilla İlhan)
- "Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
- "Her sokak düşmanlarla doluyken o, sevinçli sevinçli şarkı söylüyor." (Aka Gündüz)
-
Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
- "Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.)
-
Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse
- "Ekmek düşmanı."
-
Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse
- "İçki düşmanı."
-
[isim]
Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
- ÇÜNGÜŞ
- ...
- MÜŞKÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güç, zor, çetin
- "Yutkunuyor, ara sıra parmaklarıyla alnındaki terleri siliyordu. Çok müşkül bir vaziyette kalmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Engel, güçlük, zorluk
- "Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Güç, zor, çetin
- ÜŞÜNTÜ
-
-
[isim]
Toplanma, üşüşme, üşüşüp bir araya gelme
- "Karınca üşüntüsü."
-
[isim]
Toplanma, üşüşme, üşüşüp bir araya gelme
- MÜŞFİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sevecen, şefkatli
- "Annem müşfik aferinlerle saçlarımı okşadı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Sevecen, şefkatli
- ÖVÜLÜŞ
-
-
[isim]
Övülme işi veya biçimi
-
[isim]
Övülme işi veya biçimi
- DÜRTÜŞ
-
-
[isim]
Dürtme işi veya biçimi
-
[isim]
Dürtme işi veya biçimi
- RÜŞEYM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oğulcuk
-
[isim]
Oğulcuk
- RÜŞVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar
- "Bu zat rüşvetin, hediyenin korkunç bir düşmanıymış!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar
- GÜMÜŞİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Gümüş rengi
-
Bu renkte olan
-
[isim]
Gümüş rengi
- CÜMBÜŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eğlence
-
Canlılık, coşku
- "Yavaş yavaş fırçalardan, boyalardan, renklerin cümbüşlerinden başka her şey çevresinden siliniyordu." (Cahit Uçuk)
-
Maden gövdeli, tambura benzer bir saz
-
[isim]
Eğlence
- KÜŞADE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Açık, açılmış
-
Açık, açılmış