İçinde ür olan 6 harfli 123 kelime var. İçerisinde ÜR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ür olan kelimeler listesine ya da Sonu ür ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DÜRBÜN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Uzaktaki cisimlerin görüntülerini büyütmeye veya yaklaştırmaya yarayan, objektif ve oküler adlı iki mercekten oluşan optik alet, bakaç
  2. Gözetleme deliği

ÜRYANİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üryani eriği

ABSÜRT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Saçma
    • "Şam'daki caminin Ayasofya ile boy ölçüşebileceğini düşünmek bile absürt olur." (Aydın Boysan)

BORDÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar
  2. Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü
  3. Cilt kapağındaki kalın çizgiler
  4. Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir tür fayans

KÜRKÇÜ

  1. [isim] Hayvan postlarından kürk hazırlayan veya bu işin ticaretini yapan kimse

SÜRTME

  1. [isim] Sürtmek işi

YÜRÜME

  1. [isim] Yürümek işi
    • "Kılıcını kaldırdı, ağır ağır hocaya doğru yürümeye başladı." (Reşat Nuri Güntekin)

NERVÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir veya iki milimlik pili
  2. Direnci artıran çıkıntı
    • "Bazı demirlerin üzerinde nervür vardır."

ÖŞÜRCÜ

  1. [isim] Öşür alan, toplayan görevli
    • "Öşürcüler, ağnamcılar, tahsildarlar, zaptiyeler köylerde kuzu gibi namuslu namuslu dolaşırlarmış." (Ömer Seyfettin)

ÜRÜŞME

  1. [isim] Ürüşmek işi veya durumu

GÜRBÜZ

  1. [sıfat] Sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş, iri
    • "Genç, gürbüz bir köylü çocuğu idi." (Sait Faik Abasıyanık)

ÜFÜRME

  1. [isim] Üfürmek işi

HİDRÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir element veya birleşikle hidrojen birleşimi

SÜRMEK

  1. [-i] Yönetip yürütmek, sevk etmek
    • "Fakat bereket ki bu nevi duygular ancak masal ve romanlarda sürüp gider." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Devam etmek
    • "Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer." (Anayasa)
  3. Önüne katıp götürmek
    • "Koyunları sürmek."
  4. Uzatmak, ileri doğru itmek
    • "Kahveyi ısıtıyor, suyu dolduruyor, cezveyi sürüyor, fincanı boşaltıyor." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Dokundurmak, değdirmek
    • "Yüzümü saçlarına sürmek için başımı eğdim." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  6. Oturduğu, bulunduğu yerden, ülkeden ceza olarak başka bir yer veya ülkeye göndermek, nefyetmek
    • "Mütarekede İngilizler onu Malta'ya sürdüler." (Yusuf Ziya Ortaç)
  7. Bir maddeyi bir yüzey üzerine ince bir tabaka olarak yaymak, dökmek, serpmek
    • "Avucuna doldurup kokluyor; ensesine, şakaklarına, boynuna sürüyor." (Refik Halit Karay)
  8. Bir malı satışa sunmak, piyasaya çıkarmak
    • "Satılamayan ne kadar bayat, bozuk mal varsa pansiyonerlere sürerler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  9. Yasal olmayan yolla piyasaya para çıkarmak
  10. [-i] Herhangi bir durum içinde bulunmak
    • "Dört duvar arasında bir memur hayat sürüyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
  11. [-i] Pulluk veya sabanla toprağı işlemek
    • "Öküzünün biri ölünce tarlasını süremedi." (Ömer Seyfettin)
  12. [nsz] Olmaya devam etmek
    • "Baygınlığım ne kadar sürdü bilmiyorum." (Aka Gündüz)
  13. [nsz] Zaman geçmek
    • "Çok sürmez, her şey düzelir."
  14. [nsz] Zaman almak
    • "Her odanın ziyareti bir saat sürmüştü." (Ahmet Haşim)
  15. Bitki, ot yetişip ortaya çıkmak, bitmek, yeşermek
    • "Bu gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye sürer, rutubetli toprakta bir bir arkasına yoncalar fışkırır, çayırlar kabarırdı." (Refik Halit Karay)
  16. [nsz] Olağandan daha çok, daha sık ve sulu dışkı çıkarmak

ÜRKÜLÜ

  1. [sıfat] Ürkü veren

GÜRGEN

  1. [isim] Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarda çok yetişen, kerestesi değerli bir ağaç, karagürgen (Carpinus betulus)
    • "Gürgen dibine vardım / Oyma alırım oyma" (Halk türküsü)
  2. [sıfat] Bu ağaçtan yapılmış

SÖMÜRÜ

  1. [isim] Sömürme işi

MÜRTET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Müslümanlığı bırakıp başka bir dine geçmiş olan (kimse)

MONTÜR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çeşitli takılarda taşın yerleştirildiği çerçeve
  2. Vazo, duvar saati, ayna vb. eşyayı korumak veya kullanışını kolaylaştırmak için yapılan metal, bronz, gümüş çerçeve veya örgü

MÜRVER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hanımeligillerden, yaprakları karşılıklı, demet durumundaki beyaz çiçeklerinden hekimlikte yararlanılan, meyvesi zeytine benzer bir ağaççık (Sambucus nigra)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü