İçinde ö olan 7 harfli 459 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖĞLENDE
-
-
[zarf]
Öğle vakti
-
[zarf]
Öğle vakti
- VİRTÜÖZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı
- "Ressam için müze görmek ne ise müzisyen için de virtüözlerinin plaklarını dinlemek o imiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı
- DÖKÜNTÜ
-
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- "Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bir topluluktan geri kalmış kimseler
-
Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi
-
Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı
-
Değersiz, bayağı, ayak takımından olan kimse
- "Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
- "Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler." (Çetin Altan)
-
Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti
-
Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer
-
[isim]
Dökülmüş, saçılmış şeyler
- ÖNDELİK
-
-
[isim]
Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans
- "Üstelik Dostoyevski bunun için 4500 ruble öndelik almış ama romanı yayıncıya göndereceği gün yazdıklarını beğenmeyerek yırtmıştır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans
- SÖKÜLME
-
-
[isim]
Sökülmek işi
-
[isim]
Sökülmek işi
- YÖNETİŞ
-
-
[isim]
Yönetme işi veya biçimi
-
[isim]
Yönetme işi veya biçimi
- DÖKÜNÜŞ
- ...
- EKİNÖZÜ
- ...
- ÖĞRENCİ
-
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt
-
Bir bilim veya sanat yetkilisinin gözetimi ve yol göstericiliği altında belli bir konuda çalışan kimse
- "Kant'ın öğrencisi."
-
Özel ders alan kimse
-
[isim]
Öğrenim görmek amacıyla ders alan kimse, talebe, şakirt
- ÖLÇÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Metrik
-
[sıfat]
Metrik
- GÖLERME
-
-
[isim]
Gölermek işi veya durumu
-
[isim]
Gölermek işi veya durumu
- ÖTELEME
-
-
[isim]
Ötelemek işi
-
Bir cismin, bütün noktalarının eşit, paralel ve yöndeş yollar çizmesiyle beliren hareketi, intikal
-
[isim]
Ötelemek işi
- ÇÖKELME
-
-
[isim]
Çökelmek işi, teressüp
-
[isim]
Çökelmek işi, teressüp
- DÖNEKÇE
-
-
[sıfat]
Dönek gibi
-
Döneğe yakışacak biçimde
-
[sıfat]
Dönek gibi
- GÖBELEZ
-
-
[isim]
Köpek yavrusu
-
[isim]
Köpek yavrusu
- KÖROĞLU
-
-
[isim]
Kocanın karısına verdiği ad
- "Benim köroğlu yamandır. Üç tavuk besler bizim gecekondunun önünde, bir kafes içinde." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Kocanın karısına verdiği ad
- ÖTANAZİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ölme hakkı
-
[isim]
Ölme hakkı
- ŞÖMİZLİ
-
-
[sıfat]
Şömizi olan
-
[sıfat]
Şömizi olan
- KÖSELİK
-
-
[isim]
Köse olma durumu
-
[isim]
Köse olma durumu
- GÖLLEME
-
-
[isim]
Göllemek işi
-
[isim]
Göllemek işi