İçinde ö olan 4 harfli 98 kelime var. İçerisinde Ö harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ö harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu ö harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÖDÜL

  1. [isim] Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat
    • "İki Nobel Edebiyat Ödülü Balkanlı yazarlara verildi." (Haldun Taner)
  2. Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan, mükâfat

BÖKE

  1. [isim] Kahraman, güçlü kimse
  2. Şampiyon

FÖTR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şapka, çanta, çiçek ve başka süs eşyası yapmak için kullanılan ince ve yumuşak keçe
    • "Fötr şapkası, şapkadan başka her şeye benziyor..." (Kemal Tahir)
  2. [sıfat] Bu keçeden yapılmış (şapka)

GÖRÜ

  1. [isim] Görme yetisi
  2. Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret
    • "Buranın görüsü geniş."
  3. Dolaysız kavrama, birden kavrama

ÖNEM

  1. [isim] Bir şeyin nitelik veya nicelik bakımından değeri olma durumu, ehemmiyet
    • "Mustafa Kemal'in hareketine gittikçe daha çok önem vermektedir." (Falih Rıfkı Atay)

ÖPME

  1. [isim] Öpmek işi
    • "İlk defa arkadaşının yanında boynuma sarılıp beni öpmeye başlamıştı." (Halide Edip Adıvar)

MÖNÜ

  1. [isim] Bakınız menü

ÖKSE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ökse otu saplarından veya çobanpüskülü kabuklarından çıkarılan yapışkan macun
  2. Bu macunla bulanarak kuş tutmakta kullanılan değnek
    • "Tepelere çıkıp kuşlara ökse kuralım." (Aka Gündüz)
  3. Erkekleri kendine bağlamasını bilen alımlı kadın

ÖREN

  1. [isim] Eski yapı veya şehir kalıntısı, harabe, virane

ÖYLE

  1. [sıfat] Onun gibi olan, ona benzer
    • "Ben öyle bir şey demedim." (Refik Halit Karay)
    • "Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte." (Tarık Buğra)
    • "Bana öyle gelirdi ki çocuklar yalnız kışın büyürler." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [zarf] O yolda, o biçimde, o tarzda
    • "... öyle tembel tembel salınışları, birdenbire öyle bir duruşları, arkalarına bir bakışları var ki insanı çileden çıkarıyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. [zarf] O denli, o kadar, o derece
    • "Bugünlerde biraz üzüntü içindeysen de kasavetlenmeyesin öyle." (Osman Cemal Kaygılı)
  4. [ünlem] İçinde "ne, nasıl" vb. sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz
    • "O ne biçim iş öyle! O nasıl hayvan öyle!"

ÖRÜK

  1. Örülmüş olan yer
    • "Eğer örük varsa artık paltonun bizimkine ait olduğuna hükmederim." (Burhan Felek)
  2. Saç örgüsü

SÖBE

  1. [sıfat] Biçimi yumurta gibi olan, beyzi, oval

RÖLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir cismin veya bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan alet, değiştirgeç, konvertisör

KÖŞK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bahçe içinde yapılmış süslü ev, kasır
    • "Bozuk ve tozlu yollardan tam bizim köşkün önüne geldik." (Ömer Seyfettin)

ÖLÜŞ

  1. [isim] Ölme işi veya biçimi

ÖDÜN

  1. [isim] Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ödünleme, ivaz, taviz
    • "Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor." (Necati Cumalı)
    • "Yaşamı boyunca ekmek parası yüzünden olmayacak ödünler verdi." (Haldun Taner)

ÖPÜŞ

  1. [isim] Öpme işi veya biçimi
    • "O annesini her öpüşte, böyle bir defa yalanmayı âdet edinmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Öpücük

GÖLE
...
ÖBÜR

  1. [sıfat] Öteki, diğer
    • "Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti." (Reşat Nuri Güntekin)

GÖMÜ

  1. [isim] Toprak altına gömülerek saklanmış para veya değerli şeyler, define

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü