İçinde çak olan 5 harfli 15 kelime var. İçerisinde ÇAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında çak olan kelimeler listesine ya da Sonu çak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ÇAK, KAÇ

2 Harfli Kelimeler

AÇ, AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇAKIM

  1. [isim] Kıvılcım
  2. Şimşek

KOÇAK

  1. Yürekli (erkek)
  2. Eli açık, cömert

ÇAKIR

  1. [sıfat] Açık mavi, hareli ela (göz)
    • "Soluk esmer renkli, çakır gözlü, ağır tavırlı, az konuşur bir delikanlıydı." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [isim] Çakırdoğan

ÇAKIN

  1. [isim] Kıvılcım
  2. Şimşek

ÇAKAR

  1. [isim] Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, düzenli aralıklarla ve sürekli belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener, şimşekli fener
  2. Genişliği on, uzunluğu yaklaşık iki yüz elli kulaç olan balık ağı
    • "Kolyoz çakarı. Uskumru çakarı."

KAÇAK

  1. Bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşan
    • "Vapurda bir de kaçak Rus ailesi var." (Aka Gündüz)
  2. Yasaca yapılması yasak olan veya yapılması için gerekli izin alınmayan
    • "Kaçak kat."
  3. Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan veya bir yerden çıkarılan
    • "Öyle olduğu hâlde kaçak sigaramla hâli unutmaya çalışıyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. [isim] Bir kaptan, bir borudan sızan gaz veya sıvı, bir telden kaçan akım
    • "Bu odada kaçak var."
  5. [isim] Gizlice kaçırılmış olan mal veya madde
    • "Şu âlâ kaçaktan birer sigara sarar mısınız?" (Sermet Muhtar Alus)
  6. [zarf] Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice
    • "Bütün harp müddetince babası ile İsviçre'de kaçak yaşadı." (Aka Gündüz)

ÇAKRA

  1. [isim] Vücuttaki enerji üreten noktalardan her biri

BIÇAK

  1. [isim] Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç
    • "Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı."
    • "Köy delikanlılarının bıçak çekmeye elleri bile değmedi." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bu tatlı sohbetin arasında kapı çalındı, lakırtıları bıçak gibi kesildi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç
    • "Basımevi bıçağı."

ÇAKMA

  1. [isim] Çakmak işi
  2. Vurulup çakılarak yapılmış kuyumcu işi
  3. Bu işte kullanılan kuyumcu kalıbı
  4. Deri hastalığı, yara, çıban

SAÇAK

  1. [isim] Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül
    • "Perdenin saçağı."
  2. Görünüşü bu püskülü andıran
    • "Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. bana yalnız tozları kalıyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Havlu, halı vb.nin kenarı boyunca sarkan püskül
  4. Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan koruması için, o bölümden dışa taşkın ve altı boşta olarak yapılan örtü
  5. Bir gaz ortama yerleştirilen ve yüksek bir potansiyel verilen ve nesnenin yüzeyinde oluşan ışık olayı

ÇAKIL

  1. [isim] Çakıl taşı
    • "Killi, kireçli toprak küçük çakıl parçalarıyla örtülüydü." (Necati Cumalı)

ALÇAK

  1. [sıfat] Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı
    • "Alçak tavanlı bir oda."
  2. Aşağı olan, yüksek olmayan (yer)
  3. Kısa (boy)
    • "Alçak boylu bir adam."
  4. Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain
    • "Vatan hizmetinden kaçanlar alçaktır."

ÇAKER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kul, köle, cariye, yanaşma
    • "Ayağınızın türabıyım, çakeriniz efendimizi dünyada bırakmam." (Memduh Şevket Esendal)

ÇAKAL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)
  2. Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
  3. [sıfat] Titiz, huysuz, görgüsüz

ÇAKIŞ

  1. [isim] Çakma işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü