İçinde za olan 7 harfli 148 kelime var. İçerisinde ZA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında za olan kelimeler listesine ya da Sonu za ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SERAZAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Serbest ve özgür
-
[sıfat]
Serbest ve özgür
- TAMZARA
-
-
[isim]
Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu
-
Bu oyunun müziği
-
[isim]
Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu
- İZAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görecelik
-
[isim]
Görecelik
- AZALTIM
- ...
- TEZATLI
-
-
[sıfat]
Birbirinin karşıtı olan, karşıtlı, çelişkili, kontrastlı
-
[sıfat]
Birbirinin karşıtı olan, karşıtlı, çelişkili, kontrastlı
- GÖZALTI
-
-
[isim]
Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret
-
[isim]
Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret
- ARTİZAN
- ...
- ZAPTİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu
-
Bu kuruluştan olan er, zaptiye memuru
- "Sağında solunda birer zaptiye, dimdik duruyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu
- AZATSIZ
-
-
[sıfat]
Azat edilemez
-
[sıfat]
Azat edilemez
- HAZAKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tıpta ustalık, uzluk
-
[isim]
Tıpta ustalık, uzluk
- NEZARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bakma, gözetme, gözetim
- "Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum." (Aka Gündüz)
-
Gözaltı
-
Nezarethane
- "Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bakanlık
-
Görü
-
[isim]
Bakma, gözetme, gözetim
- KIZARMA
-
-
[isim]
Kızarmak işi
-
[isim]
Kızarmak işi
- İNCİZAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekme, çekilme
-
Cazibeye tutulma, ilgi duyma
- "Kâtibe karşı incizabı, halk türkülerine bile geçti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Çekme, çekilme
- ZADEGAN
- ...
- KAZAKÇA
- ...
- KOZALAK
-
-
[isim]
Koza
-
Kozalaklıların, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi
- "Kozalaklar çıtırdıyor çamlarda..." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Olmamış, kuru, ham meyve
-
Bal mumu üzerine basılmış mührün bozulmaması için üzerine yapıştırılan fil dişinden kapakçık
-
[isim]
Koza
- MARUZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- "Size maruzatım var."
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- ZAHİRDE
-
-
[zarf]
Görünüşte
- "Zahirde rezaletin devam etmesine mâni olmak istiyordu." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[zarf]
Görünüşte
- İLTİZAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kayırma, bir tarafı tutma
-
Gerekli bulma
-
Kesenek
-
[isim]
Kayırma, bir tarafı tutma
- EZANSIZ
-
-
[sıfat]
Ezan okunmayan, ezanı olmayan
- "Minaresiz ve ezansız semtlerde doğan, Frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri hatırlamayacaklar!" (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Ezan okunmayan, ezanı olmayan