İçinde za olan 4 harfli 42 kelime var. İçerisinde ZA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında za olan kelimeler listesine ya da Sonu za ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ROZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir tür pembe elmas
  2. [sıfat] Bu elmasla yapılmış olan (takı)
    • "Roza küpe."

İZAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağırlama

BOZA

  1. [isim] Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle yapılan koyuca, tatlı veya mayhoş içecek

ZARF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kap, kılıf, sarma
  2. İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese
    • "Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler." (Ahmet Haşim)
  3. İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap
    • "Kenarları ezik bir çift altın kahve fincanı zarfını elinde evirir çevirirdi." (Reşat Enis)
  4. Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç: Az yaşamıştı. Geç kalınca utandı gibi

GAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş
    • "Küffar üzerindeki gazamızın sevabı bize kâfidir." (Feridun Fazıl Tülbentçi)

UZAK

  1. [sıfat] Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
    • "Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." (Peyami Safa)
    • "Çocuklar ilk günü senden uzak durmuşlardı, nasıl bir kişi olduğunu kestiremiyorlardı." (Tarık Dursun K)
    • "Ben uzak düşmemeye çalışır, karşılarında bir yere ilişirdim." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Arada çok zaman bulunan
    • "Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez."
  3. Eli, gücü veya hükmü yetişmez
    • "O böyle işlerden pek uzaktır."
  4. İhtimali az olan
    • "Ben bu işi çok uzak görüyorum."
  5. Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
    • "Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz." (Peyami Safa)
  6. [isim] Yakın olmayan yer
    • "Fazla uzağa gitme."

MİZA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Kumarda ortaya sürülen para

KEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Aynı biçimde
    • "Süt beyaz, kar keza, pamuk keza."

ZAMK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Akasya, kitre, sütleğen vb. ağaçların kabuklarından sızarak donan, eriyiği yapıştırıcı olarak kullanılan, renksiz veya sarı kırmızımtırak renkte amorf madde
  2. Bu maddenin yapıştırıcı olarak kullanılan eriyiği

FEZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uzay

HAZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bu, şu, o
  2. Etkisiz, kusursuz

EZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yaptığı çağrı
    • "Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular." (Atilla İlhan)

AZAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Serbest bırakma
    • "Zavallı kuş birdenbire sendeledi, azat olduğuna inanmıyor gibi durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Okullarda paydos
  3. [sıfat] Serbest bırakılmış olan

UZAM

  1. [isim] Algılanan nesnelerin temel niteliği
  2. Bir nesnenin uzayda kapladığı yer, vüsat

İZAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimseyi gönderme, yollama

ZARA
...
ZAİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yok olan, ortadan kalkan, sürekli olmayan

OZAN

  1. [isim] Sazla şiirler söyleyen halk şairi, âşık
    • "Oralarda âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar." (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Şiir yazan kimse, şair

ECZA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Canlılardaki rahatsızlıkların bozuklukların ve çeşitli hastalıkların tanısı, önlenmesi veya tedavisi için yararlanılan doğal veya sentez yoluyla hazırlanmış madde
  2. Çeşitli amaçlarla kullanılan kimyasal madde
    • "Burada musluklar, mermer teşrih masaları, antiseptik eczalar yok!" (Falih Rıfkı Atay)

ZADE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Oğul, evlat
    • "Şimdi bilmem ne zade namı altında, İstanbul'un en büyük zenginlerinden biriydi." (Ömer Seyfettin)
  2. [sıfat] Doğmuş

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü