İçinde yar olan 7 harfli 46 kelime var. İçerisinde YAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yar olan kelimeler listesine ya da Sonu yar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A R Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
RAY, YAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AY, RA, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ETYARAN
-
-
[isim]
Genellikle parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen dolama, kurlağan
-
[isim]
Genellikle parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen dolama, kurlağan
- YARINKİ
-
-
[sıfat]
Yarın yapılacak olan, yarın ile ilgili
-
[sıfat]
Yarın yapılacak olan, yarın ile ilgili
- YARATIM
-
-
[isim]
Özel yetenekle ortaya konulan eser veya nesne, yaratı, kreasyon
-
[isim]
Özel yetenekle ortaya konulan eser veya nesne, yaratı, kreasyon
- YARANMA
-
-
[isim]
Yaranmak işi
-
[isim]
Yaranmak işi
- YARARCI
-
-
[isim]
Yarar peşinde koşan kimse, faydacı, pragmatik
-
[isim]
Yarar peşinde koşan kimse, faydacı, pragmatik
- YARIŞIM
-
-
[isim]
Yarışma
-
[isim]
Yarışma
- DUYARGA
-
-
[isim]
Eklem bacaklılardan başın ön bölümünde bulunan, eklemlerden oluşmuş hareketli duyu alma organı, lamise, anten
- "Balık pazarında duyargaları henüz oynar karidesler mi istersiniz, midye dolmaları mı?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Eklem bacaklılardan başın ön bölümünde bulunan, eklemlerden oluşmuş hareketli duyu alma organı, lamise, anten
- YARIŞÇI
-
-
[isim]
Bir spor dalında birbirini geçmeye çalışanlardan her biri, müsabık
-
[isim]
Bir spor dalında birbirini geçmeye çalışanlardan her biri, müsabık
- UYARICI
-
-
[sıfat]
Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih
- "Uyarıcı öğüt."
-
[sıfat]
Uyarma özelliği olan, uyaran, münebbih
- SEYYARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gezegen
-
[isim]
Gezegen
- YARAŞIR
-
-
[sıfat]
Layık, uygun
- "Devlet ... malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar." (Anayasa)
-
[sıfat]
Layık, uygun
- ZİYARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- UYARSIZ
-
-
[sıfat]
Uygun davranışta bulunmayan, uyumlu görünmeyen (kimse)
-
[sıfat]
Uygun davranışta bulunmayan, uyumlu görünmeyen (kimse)
- YARIÇAP
-
-
[isim]
Çemberin herhangi bir noktasıyla merkezini birleştiren doğru parçası, çapın yarısı, nısıf kutur
-
[isim]
Çemberin herhangi bir noktasıyla merkezini birleştiren doğru parçası, çapın yarısı, nısıf kutur
- YARASIN
-
-
"afiyet olsun" anlamında kullanılan bir söz
- "Kuru lafın işe yarayacağına hiç aklı ermedi." (Ömer Seyfettin)
- "Ona iyilik yaramaz."
-
"afiyet olsun" anlamında kullanılan bir söz
- YARAMAZ
-
-
[sıfat]
Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
-
Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı
- "Annesine bakabilmek için akşama kadar elliye yakın yaramazın kahrını çekiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çapkın
-
[sıfat]
Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
- KAYARTO
-
-
[isim]
Ahlaksız kimse, melun
- "Vah vah, aynalı şeydi doğrusu, kayartonun elinden kurtaramadınız." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Ahlaksız kimse, melun
- UYARMAK
-
-
[-i]
Bir kimseye bir davranışta bulunmamasını söylemek, ikaz etmek
- "Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Görevini gereği gibi yapmayan kimseye nasıl davranması gerektiğini hatırlatmak, ihtarda bulunmak
-
Bir canlının herhangi bir organını dıştan bir etki ile görev yapmaya zorlamak
-
Öğütle yola getirmeye çalışmak
-
Uyandırmak
- "Demek oluyor ki iş dönüp dolaşıp büyük halk kitlelerini uyarmaya dayanıyor." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir kimseye bir davranışta bulunmamasını söylemek, ikaz etmek
- YARIŞMA
-
-
[isim]
Yarışmak işi, müsabaka
-
Bilgi, yetenek, güzellik vb.nde üstünlüğünü göstermek için yarışmak işi, yarış, yarışım
-
Ticarette üstünlük kazanma çabası, rekabet
-
[isim]
Yarışmak işi, müsabaka
- AYARTIŞ
-
-
[isim]
Ayartma işi veya biçimi
-
[isim]
Ayartma işi veya biçimi