İçinde yak olan 7 harfli 43 kelime var. İçerisinde YAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında yak olan kelimeler listesine ya da Sonu yak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DAYAKLI
-
-
[sıfat]
Dayağı olan
- "Yapılan şakalar bazen dayaklı kavgalara meydan açacak derecede canlanıp kızışır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Dayağı olan
- DÜZAYAK
-
-
[isim]
Bir halk oyunu türü
-
[sıfat]
İçinde merdiven veya inilip çıkılacak bölüm bulunmayan (ev, yol)
-
[isim]
Bir halk oyunu türü
- YAKILMA
-
-
[isim]
Yakılmak işi
-
[isim]
Yakılmak işi
- AYAKUCU
-
-
[isim]
Yeryüzünde bir noktada çekülün gösterdiği doğrultunun dünya merkezine doğru olan yönü
-
[isim]
Yeryüzünde bir noktada çekülün gösterdiği doğrultunun dünya merkezine doğru olan yönü
- YAKINMA
-
-
[isim]
Yakınmak (I) işi
-
[isim]
Yakınmak (I) işi
- YAKINTI
-
-
[isim]
Yakılan bir şeyin kalıntıları
- "Düşmanın yakıp yıktığı köylerin yakıntı ve yıkıntıları..." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Şikâyet
-
[isim]
Yakılan bir şeyin kalıntıları
- YAKASIZ
-
-
[sıfat]
Yakası olmayan
- "Adamın sırtında yakasız bir mintan, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Yakası olmayan
- BAŞUYAK
- ...
- YAKAMOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Denizde balıkların veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı
- "Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim / Çifte sandal, yüzüyorduk; o yüzer, ben yüzerim." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Biyolojik ışık üretme özelliğine sahip, akıntı ve rüzgârlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı
-
[isim]
Denizde balıkların veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı
- YAKARMA
-
-
[isim]
Yakarmak işi
-
[isim]
Yakarmak işi
- ÇALYAKA
-
-
[zarf]
Yakasına yapışıp sıkıca tutarak
- "Bizi çalyaka karakola götürdüler." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Şimdi karakoldan görürlerse kudurmuşsun diyerek çalyaka ederler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Yakasına yapışıp sıkıca tutarak
- SACAYAK
-
-
[isim]
Sacayağı
- "Kimi kocaman kazanı sacayak şeklinde dizilmiş üç büyük taşın üstüne oturtmaya çalışıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Sacayağı
- AYAKÇIN
-
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında atkı ipliklerini hareket ettirmek için ayakla basılan tahta ayaklık
-
[isim]
Dokuma tezgâhlarında atkı ipliklerini hareket ettirmek için ayakla basılan tahta ayaklık
- YAKİNEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sağlam olarak, iyice (bilmek)
- "Hatta yakinen biliyorlardı ki öyle ufaktan bir aileye mensup değildi." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Sağlam olarak, iyice (bilmek)
- YAKIŞIK
-
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yakışıklı delikanlı
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- İŞTİYAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göreceği gelme, özleme
-
Güçlü istek, arzu
- "Bir asırdan beri birkaç neslin iştiyakı budur." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Göreceği gelme, özleme
- UYAKSIZ
-
-
[sıfat]
Uyağı bulunmayan, kafiyesiz
-
[sıfat]
Uyağı bulunmayan, kafiyesiz
- DİYAKOZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı
-
[isim]
Hristiyanlıkta papazın yardımcısı olan din adamı
- YAKILIŞ
- ...
- YAKIMCI
-
-
[isim]
Türkü yakan kimse
-
[isim]
Türkü yakan kimse