İçinde ve olan 4 harfli 25 kelime var. İçerisinde VE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ve olan kelimeler listesine ya da Sonu ve ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EV, VE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VETO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir yetkinin, bir yasanın, bir kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı
    • "Cumhurbaşkanına veto hakkı ve başkumandanlık salahiyeti verilmesi hususunda..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

VECT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sevgi veya heyecandan doğan coşkunluk, kendinden geçme, esrime
    • "Giydir hırkayı, fesi, Rufai tekkesinde zikrederken vecde gelen bir dervişin hayaleti olabilir." (Halide Edip Adıvar)
    • "Eski konakların mutfağını anlatırken bir tapınağı tasvir eder gibi vecde kapılır." (Haldun Taner)

ACVE
...
ŞİVE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Söyleyiş özelliği
    • "Bunu Arapça değil, peltek bir Kafkas şivesiyle, Türkçe söyledi." (Refik Halit Karay)
  2. Ağız
  3. Naz, eda

GÜVE

  1. [isim] Kurtçuğu deri, yapağı, yünlü kumaş ve dokuma yiyen pul kanatlılardan bir böcek (Tine pellionella)

ÖVEÇ

  1. [isim] İki üç yaşındaki erkek koyun
    • "Git kumandana söyle, öveç ise, ucuz olursa iki tane de benim için alsın, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)

ÜVEZ

  1. [isim] Gülgillerden, orta boylu bir ağaç (Pirus sorbus)
  2. Bu ağacın muşmulaya benzeyen yemişi
    • "Gülse bile gülüşünde ham ayva, muşmula veya üvez yemiş gibi bir burukluk vardır." (Refik Halit Karay)

VECA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağrı
    • "Veca ansızın bastırır." (Orhan Veli Kanık)

NÜVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin özü, çekirdek

VEDA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme
    • "Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu." (Refik Halit Karay)
    • "Arkadaşlarına veda edip ayrıldı." (Haldun Taner)

ÜVEY

  1. [sıfat] Yalnız yasaca akraba sayılan, aralarında kan bağı bulunmayan, öz olmayan
  2. Kendisine kötü davranılan

EVET

  1. [edat] "Öyledir" anlamında doğrulama veya tasdik kelimesi, olur, oldu, peki, tamam, ya, beli, ha, he
    • "Evet, bu bahsin en canlı noktası buradadır." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Konuşma arasında cümlenin olumlu anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz
    • "Gidip kendisiyle konuştum evet sonra da..."

SÖVE

  1. [isim] Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve
    • "Kendilerini ağaçlara, kapı sövelerine çarpmazlar." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar
    • "Başını kapının taş sövesine koyup bir mektep çocuğu gibi bağıra bağıra ağlamak istiyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

VENA

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Toplardamar

VEBA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hasta farelerden insana geçen bir mikrobun oluşturduğu bulaşıcı, öldürücü bir hastalık, taun
  2. Bazı hayvan hastalıkları
    • "Sığır vebası. Domuz vebası."

VELİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir çocuğun her türlü davranışından sorumlu olan kimse
  2. Ermiş
    • "Anadolu'da hele Rumeli'de her yol üstünde, her tepede görülen türbelerde yatan veliler..." (Yahya Kemal Beyatlı)

DEVE

  1. [isim] Geviş getiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir veya iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (Camelus)
    • "Onu soyup soğana çevirecek, babasından kalan evleri, dükkânları birtakım maceralar yüzünden deve yapacaktı." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Kitaptan öğrendikleri, hayattan gözlediklerinin yanında devede kulak kalır." (Selim İleri)
    • "Görülüyor ki insanlara bir şeyi anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür." (Salâh Birsel)

DÜVE

  1. [isim] Boğaya gelmemiş 1-2 yaşında dişi sığır

VERE

  1. [isim] Bir kalenin veya tahkim edilmiş bir yerin teslimi

YAVE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Saçma, saçma sapan söz
    • "Sonra da oturur, talihsizlik yaveleri ile hikâyeci numaralarına başvururum." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü