İçinde v olan 5 harfli 420 kelime var. İçerisinde V harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında v harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu v harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DAVYA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dişçi kerpeteni

SİMAV
...
TAVİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ödün
    • "Galiplerin yenilen devletlere hiçbir taviz vermeyecekleri hissediliyordu." (Reşat Nuri Güntekin)

YİVLİ

  1. [sıfat] Yivi olan, üzerine yiv açılmış olan

YUVAK

  1. [isim] Yuvgu

TAVLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] At ahırı
    • "Piyade subaylarının binekleri, makineli tüfek bölümünün katırları o tavlada dururdu." (Necati Cumalı)

VERİM

  1. [isim] Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman
    • "İşçilerin verimi. Makinenin verimi. Ağacın verimi."
    • "Siyasi amaçlı ... işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz" (Anayasa)
  2. Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç, semere
    • "Yeni çıkan kitaplar, özellikle yerli yazarların verimleri öne geçiyor hep." (Selim İleri)

KAVAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli
    • "Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam bulunuverse." (Refik Halit Karay)
  2. Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli veya koruma görevlisi
  3. Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi

DÜVEN

  1. [isim] Harmanda ekinlerin sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, alt yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan, kızak biçiminde araç
    • "Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor." (Reşat Nuri Güntekin)

VAKİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zaman
    • "Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek'te." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok." (Burhan Felek)
  2. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler
    • "Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil."
  3. Çağ
    • "Vaktin bilginleri."
  4. Belirlenmiş olan zaman
    • "Kâhya - vakit gayri Süleyman, haber saldık gelecekler, pamuklar da kıvamına geldi - demişti." (Samim Kocagöz)
  5. Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz
  6. Geçim, para bakımından elverişli durum
    • "Onun bu kadar para vermeye vakti yok."

GAVOT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir tür eski Fransız halk dansı

GAZVE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arap aşiretleri arasında yapılan savaş
    • "İki aşiret, bir gazve esnasında çarpışmışlar." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Din uğruna yapılan savaş

GÜVEÇ

  1. [isim] İçinde yemek pişirilen toprak kap
    • "Taş ocağın üstünde, ateşe vurduğu güveçten, kaynayan etin kokusu geliyordu." (Necati Cumalı)
  2. Bu kapta pişirilen yemek
    • "Güveçten sonra bir koca sini mantı gelmiş." (Çetin Altan)

TAVAN

  1. [isim] Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı
    • "Başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi." (Haldun Taner)
    • "Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat
    • "Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır."
  3. Çatı kiremidi

DEVAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme
    • "Bu teftiş üç gün üç gece devam etti." (Haldun Taner)
    • "Gençler, cesaretimizi takviye eden ve devam ettiren sizsiniz" (Atatürk)
  2. Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme
    • "Devam zorunludur."
    • "Falanca kahveye mütekait memurlar devam eder." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. Ek, parça
  4. [ünlem] "Kesme, sürdür" anlamında kullanılan bir söz

VANLI
...
AVARA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma
    • "Güreş boyunca iki yazar kendi savında direnir ve avara kasnak dönüp durur." (Salâh Birsel)
  2. [ünlem] Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut
  3. Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması

AVRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Edep yeri

SAVCI

  1. [isim] Devlet adına ve yararına davalar açan, kamu haklarını ve hukuku yerine getirmek üzere yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli, müddeiumumi

TUVAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Üzerine resim yapılan, gerdirilmiş keten, kenevir veya pamuklu kaba kumaş
  2. Bu kumaşın üzerine yapılmış tablo

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü