İçinde ul olan 5 harfli 80 kelime var. İçerisinde UL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ul olan kelimeler listesine ya da Sonu ul ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUMUL
-
-
[isim]
Çöllerde veya deniz kıyılarında rüzgârların yığdığı kum tepesi, eksibe
-
[isim]
Çöllerde veya deniz kıyılarında rüzgârların yığdığı kum tepesi, eksibe
- PULLU
-
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- "Pullu dilekçe."
-
Üzerine pul işlenmiş
- "Pullu gece elbisesi."
-
Pulu olan
- "Pullu cıvata. Pullu balık."
-
[sıfat]
Üzerine pul yapıştırılmış
- MAKUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Akla uygun, akıllıca
- "Makul bir düşünce."
- "Öyle bir gazetenin yazarına da biraz daha makul, biraz daha dürüst, biraz daha geniş düşünceli olmak yaraşır." (Orhan Veli Kanık)
-
Akıllıca iş gören, mantıklı
- "Makul bir adam."
-
Belirli
- "Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ... isteme hakları vardır." (Anayasa)
-
Aşırı olmayan, uygun, elverişli
- "Ev için makul bir fiyat istedi."
-
[sıfat]
Akla uygun, akıllıca
- SULUK
-
-
[isim]
Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
-
Kuş kafeslerinde su konan kap
-
Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen
-
Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz
- "Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış." (Tarık Dursun K)
-
Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suları koymalarına yarayan su kabı
-
Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı
-
Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane
-
[isim]
Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
- HULUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gönül temizliği
- "Yağlı ballı huluslar çakıp gidiyorlardı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Gönül temizliği
- NÜKUL
- ...
- RESUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisine kitap indirilmiş peygamber
-
Haberci
-
[isim]
Kendisine kitap indirilmiş peygamber
- NODUL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Hayvanın yürüyüşünü hızlandırmak için üvendirenin ucuna çakılmış sivri demir çivi
-
[isim]
Hayvanın yürüyüşünü hızlandırmak için üvendirenin ucuna çakılmış sivri demir çivi
- HUSUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Olma, oluş, oluşma, meydana gelme
-
[isim]
Olma, oluş, oluşma, meydana gelme
- PULCU
-
-
[isim]
Pul satan kimse
-
Pul derleyen veya derleyenlere pul satan kimse, pul koleksiyoncusu
-
[isim]
Pul satan kimse
- ULEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilginler
-
Sarıklı din bilginleri
- "Bursa uleması bütün memleketçe tanınır ve sevilirdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bilginler
- BAVUL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İçine eşya konulan ve genellikle yolculukta kullanılan büyük çanta
- "Bütün varımı yoğumu içine doldurduğum bavulumu bir küçük hamalın sırtına yerleştirdim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
İçine eşya konulan ve genellikle yolculukta kullanılan büyük çanta
- BULUŞ
-
-
[isim]
Bulma işi veya biçimi
-
İlk defa yeni bir şey yaratma, icat
-
Bilinen bilgilerden yararlanarak daha önce bilinmeyen yeni bir bulguya ulaşma veya yöntem geliştirme, icat
- "Bu orijinal buluşu Vali beye borçluyuz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Konu, duygu, düşünce ve hayalde başkalarının etkisinden sıyrılarak bunların işlenişinde yeni bir yol tutma
- "Yazarın güzel buluşları var."
-
[isim]
Bulma işi veya biçimi
- ŞAFUL
-
-
[isim]
Bal konulan ufak tekne
-
[isim]
Bal konulan ufak tekne
- MAMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)
-
[sıfat]
Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)
- ULUFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlılarda kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret
-
[isim]
Osmanlılarda kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret
- VULVA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Ferç
-
[isim]
Ferç
- DULDA
-
-
[isim]
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper
- "Demirkır, güney tepelerinin duldalarına çektiği atları gece yarısına doğru yeniden ovaya indirdi." (Abbas Sayar )
- "Bulgar dağında yatarım / Yorganı dulda tutarım." (Halk türküsü)
-
Esirgeme, koruma, himaye
- "Yiğit duldasında yiğit saklanır." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper
- KABUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma
- "Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Kabul ettiler, meclis dağıldı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Konukları veya işi olanları yanına, katına alma
- "Kış yaklaştığı için Nevin'in hafta başı kabulleri hararetleniyordu." (Peyami Safa)
- "... beni bahçesinde çınar ve dut ağaçlarının gölgesinde kabul etti." (Ahmet Haşim)
-
Sunulan bir şeyi, armağanı alma
-
Bir öneriyi uygun bulma, onaylama
-
Bir yere alınma
- "Okula kabulüm için dilekçe verdim."
-
Akseptans
-
[isim]
Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma
- RULET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir bilyenin, dönmekte bulunan derin tepside yazılı numaralarından ve siyah ile kırmızı renklerden birinin üzerinde durmasıyla kazananı belirten kumar aracı ve bununla oynanan kumar
-
Pastacı, terzi vb.nin kullandığı dişli, küçük demir çark
-
[isim]
Bir bilyenin, dönmekte bulunan derin tepside yazılı numaralarından ve siyah ile kırmızı renklerden birinin üzerinde durmasıyla kazananı belirten kumar aracı ve bununla oynanan kumar