İçinde ta olan 5 harfli 244 kelime var. İçerisinde TA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ta olan kelimeler listesine ya da Sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CARTA

  1. [isim] Yellenme

TALEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, dileme, istem
    • "Bu davanın sukutunu talep ederim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. İstek
    • "... din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır." (Anayasa)

TAVIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Durum, davranış, vaziyet, hâl
    • "Dalgın, düşünceli bir tavırla işini görmeye devam etti." (Necati Cumalı)
    • "Bilgin değilim. Onun için yazılarımda da bilgince tavır takınmaktan çekinirim." (Orhan Veli Kanık)
    • "Parçasını söylerken aldığı tavır, insanı gülmekten katıltacak kadar komik." (Refik Halit Karay)
  2. Büyüklenme
    • "Bu adamın tavrı hiç çekilmez."

TAFRA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendisini olduğundan büyük gösterip böbürlenme, yüksekten atma
    • "Bir süre yakayı ele vermemenin tafrasıyla dolaşmak, bir beceri örneği değil mi?" (Haldun Taner)

GİTAR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle altı telli, telleri iki parmak arasında çekilerek çalınan bir çalgı

NOKTA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok küçük boyutlarda işaret, benek
  2. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
  3. Yer
    • "Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık." (Ahmet Haşim)
  4. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
    • "Genç adam, o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Nöbetçi bulunan yer
    • "Orada polis noktası var."
  6. Nöbetçi, gözcü, bekçi
    • "O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz." (Ömer Seyfettin)
  7. Sınır, derece, radde
    • "Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada..."
  8. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)
  9. Hiçbir boyutu olmayan işaret
  10. Orta nokta

ALTAY
...
DELTA

Kelime Kökeni : Yunanca

  1. [isim] Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
  2. Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız

TAVCI

  1. [isim] Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kimse
  2. Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın veya mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kimse

TAKAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değişim
  2. İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring

PUNTA
...
ATARİ

  1. [isim] Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

TİTAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom numarası 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, 1675 °C'ye doğru eriyen, özellikleri bakımından silisyumla kalaya yaklaşan, parlak beyaz renkli, basit element (simgesi Ti)

TACİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ticaretle uğraşan kimse, tüccar
    • "İhtiyar tacir kâtibine bir şeyler yazdırtıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

BİTAP

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Bitkin, yorgun
    • "Sabaha doğru bitap düştü, onun kucağında uyuyakaldı." (Reşat Nuri Güntekin)

TAVİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alıkoyma, geciktirme, tehir

FANTA

  1. [isim] Mavimsi yeşil renkli bir tür baştankara

ORTAK

  1. [isim] Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar
    • "Bırakın ortağıma bir telefon edeyim." (Haldun Taner)
    • "Kadınları hayata ortak olmayan millet öksüzdü, yarı kuvvetini kullanamıyor demekti." (Tarık Buğra)
  2. Kuma
    • "Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti'nin pek ziyade gücüne gitmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
  3. [sıfat] Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek
    • "Edebiyata şiirle başlamak, büyük küçük bütün yazarlarda görülen ortak bir yöndür." (Necati Cumalı)

BAŞTA

  1. [zarf] İlk olarak
    • "Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "İpekçilikte Bursa başta gelir."
  2. Özellikle

OKTAV

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sekiz sesten oluşan ses dizisi, bir do sesiyle ondan sonraki do sesi arasındaki uzaklık

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü