İçinde sm olan 6 harfli 34 kelime var. İçerisinde SM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sm olan kelimeler listesine ya da Sonu sm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

PUSMAK

  1. [nsz] Sinmek
  2. Bir şeyi kendine siper edip saklanmak
  3. Ortalığı hafif sis kaplamak, pusarmak
    • "Yüce dağlar ne kararıp pusarsın." (Karacaoğlan)

SMAÇÖR

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Voleybolda file üzerinde karşı alana doğru yukarıdan aşağıya topu sertçe yere vuran oyuncu, kütör

SUSMAK

  1. [nsz] Konuşmasını kesmek
    • "Son mısraları acele okuyarak susmuştu." (Halit Fahri Ozansoy)
  2. Konuşmaktan kaçınmak
  3. Ses veya gürültüyü kesmek, ses ve gürültü yapmamak
  4. Etkisini göstermemek, tepki göstermemek
    • "Adaletin sustuğu yerde haksızlık başlar."

ASMARA
...
ASMALI

  1. [sıfat] Asması olan
    • "Asmalı bahçe."

KISMAK

  1. [-i] Sesi azaltmak, alçaltmak
    • "Radyoyu biraz kısar mısın?"
  2. Gözü biraz kapamak
    • "Adam göz kapaklarını kısarak bir hesapladı." (Necati Cumalı)
  3. Ezmek, büzmek, daraltmak
    • "Omuzlarını kısar, ellerini cebinden çıkarır, atar ağzından sigarasını." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Lamba ışığını azaltmak
  5. Sıkıştırmak
    • "Birden susan köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstı." (Ömer Seyfettin)
  6. [-den] Masraf, harcama vb.ni azaltmak
    • "Kes üç kuruş ekmekten / Beş kuruş etten kıs." (Behçet Necatigil)
  7. Verilen hak ve özgürlüklerin sınırını daraltmak
  8. Pintilik etmek

BİSMİL
...
KASMAK

  1. Kasları gergin duruma getirmek
    • "Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [-i] Kısaltmak
    • "Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Daraltmak
    • "Dışarıda ortalığı kasıp kavuran bir ayaz vardı." (Cahit Uçuk)
  4. Baskısı altında tutmak

KUSMUK

  1. [isim] Kusulan şey, kusuntu

KISMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanrı'nın her kişiye uygun gördüğü yaşama durumu, nasip
    • "Şimdi genç değil, şöyle kırkını, kırk beşini aşmış, efendiden, ağırbaşlı bir kısmet bekliyor." (Haldun Taner)
    • "Zavallı kızın kısmeti çıkmış, kendine sormadan, danışmadan hemen vermişler." (Ömer Seyfettin)
    • "Kısmet olursa bunları bu yeni yılda göreceğiz." (Haldun Taner)
    • "Çöp tenekeleri modernleşip metal sandıklara dönüşünce bu zavallıların çöp tenekelerinden de kısmeti kesildi." (Aydın Boysan)
  2. Evlenme talihi
    • "Aslında kendi de şimdiye kadar bütün kısmetleri tepti." (Halide Edip Adıvar)
  3. Olayların kötü sonuçlarını tevekkülle karşılama durumu
  4. Talih, kader, şans
  5. [ünlem] "Şimdiden belli değil, ya olur ya olmaz" anlamlarında bir seslenme sözü
    • "Yarın gelecek misiniz? -Kısmet!"

MISMIL

  1. [sıfat] Eti yenilebilen, murdar olmayan

RESMEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Devlet adına, devletçe, resmî olarak
  2. Kanuna, yönteme uygun olarak, yöntemince
  3. Kesinlikle, açıkça, kesin olarak
    • "Kızların ikisi japone kollu, üçüncüsü resmen kombinezonlu idi." (Haldun Taner)

MOSMOR

  1. [sıfat] Her yanı mor, koyu mor

YASMAK

  1. [-i] Yayın kirişini gevşetmek
    • "Felek benim kurulu yayım yastı / Her köşebaşında yolumu kesti." (Pir Sultan Abdal)
  2. Düz duruma getirmek

CİSMEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Cisim olarak, vücutça, bedence

KISMAÇ
...
SÜSMEK

  1. [-i] Boynuzlu hayvan boynuzu ile vurmak, tos vurmak
    • "Koç çocuğu süsmüş."

PISMAK

  1. [nsz] Pusmak
    • "Bir daha böyle laf edersen ağzını yırtarım deyince kız pıstı." (Sait Faik Abasıyanık)

KUSMAK

  1. [nsz] Midesinin içindekilerini ağız yolu ile dışarı atmak, kay etmek, istifra etmek
  2. Reddetmek
    • "İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı." (Tarık Buğra)
  3. [-i] Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak
    • "Kumaş lekeyi kustu. Helva yağını kusmuş."
  4. [-i] İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak

TASMİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tasımlama

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü