İçinde sm olan 5 harfli 21 kelime var. İçerisinde SM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında sm olan kelimeler listesine ya da Sonu sm ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ASMAK

  1. [-i] Bir şeyi aşağıya sarkacak biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak
    • "Lambayı tam pencerenin karşısına astı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Üzerine takınmak, kuşanmak
  3. [-i] Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
  4. Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek
    • "... güzel havada mektebi asamamış bir ilkokul öğrencisi somurtkanlığı ile kafileye katıldım." (Haldun Taner)
  5. Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak

KUSMA

  1. [isim] Kusmak işi, istifra

PUSMA

  1. [isim] Pusmak işi

İSMEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Adını belirterek, adını söyleyerek, adını vererek

KASMA

  1. [isim] Kasmak işi

İSMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ahlak kurallarına bağlı kalma durumu, sililik
  2. Dürüstlük, temizlik
    • "Çocukluğunun ismet ve samimiliğine dayanan bu hatırayı eskisi gibi benliğinin bir köşesinde uykuya yatırmıştı." (Osman Cemal Kaygılı)

TASMA

  1. [isim] Bazı hayvanların boynuna takılan, bu hayvanları bir yere bağlamaya, çekip götürmeye yarayan kemer biçiminde bağ
    • "Bir adam yanaştı, tasmasından tuttuğu güzel bir koyunu gösterdi." (Burhan Felek)
  2. Nalın ve terliğin ayağı tutan üstteki meşin bölümü

KESME

  1. [isim] Kesmek işi
  2. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas
  3. [sıfat] Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
    • "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
  4. [sıfat] Kesin, değişmez, maktu
    • "Kesme fiyat."
  5. Kesme işareti
  6. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat
  7. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)
  8. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi
  9. İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
  10. Lokum

SUSMA

  1. [isim] Susmak işi
    • "On dakika bir mecliste insanların susması korkunç bir şeydir." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Türk nakışlarında bir iğne türü

PISMA

  1. [isim] Pusma

RESMİ
...
KISMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir şeyin yalnız bir bölümünü içine alan, tikel, cüzi

SÜSME

  1. [isim] Süsmek işi

KISMA

  1. [isim] Kısmak işi

ESMEK

  1. [nsz] Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak
    • "İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor." (Ahmet Haşim)
  2. [-e] Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek
    • "Bu yolculuk size nereden esti?"

MESMU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İşitilmiş, duyulmuş olan

YASMA

  1. [isim] Yasmak işi

BASMA

  1. [isim] Basmak işi
  2. Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua
  3. İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun
  4. Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş
    • "O güne kadar bir okka üzüm, bir arşın basma almamış idim." (Memduh Şevket Esendal)
  5. [sıfat] Bu kumaştan yapılmış olan
    • "Üzerine basma bir elbise ile örme bir ceket giymişti." (Peyami Safa)
  6. Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı
  7. [sıfat] Basılmış, matbu
  8. Gübre, tezek

ESMER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Siyaha çalan buğday rengi
  2. Kurşuni renk
    • "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi." (Tarık Buğra)
  3. [sıfat] Bu renkte olan
  4. [sıfat] Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız
    • "Üzülüyor ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..." (Sait Faik Abasıyanık)

YOSMA

  1. [sıfat] Şen, güzel, fettan (genç kadın)
    • "Bir yosma geçiyor kaldırımdan / Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar" (Orhan Veli Kanık)
  2. Çok süslü giyinen ve modaya düşkün (kadın), koket

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü